Marvel Dizileri

Agents of S.H.I.E.L.D S01E15

aofshs1e15iİşte tam anlamıyla olması gerektiği gibi bir bölüm! Dizimiz 15. bölümüyle sonunda bekleneni veriyor ve bizleri büyük bir seyir keyfiyle Lady Sif – Lorelei mücadelesinin göbeğine atıyor. 

Lady Sif’in Agents of SHIELD’da görüneceğini bir süredir biliyorduk fakat daha önceki cameo’ların aksine bu sefer tam anlamıyla olaya dahil olan bir MCU ve Marvel karakterinin olması bölümü tadından yenmez hale getirdi.

Bölümü kısaca özetleyecek olursak Dark Elf’lerin işgali sırasında Asgard’daki hapishanesinden kaçan Lorelei, Loki’nin gizli yollarından birini kullanarak Dünya’ya geliyor ve Dünya’yı ele geçirmek için adam, “altın” ve silah toplamaya başlıyor. Lady Sif de Odin’in emriyle Lorelei’ı durdurmak için dünyaya geliyor ve ekibimize katılıyor. Son olarak ekibimizin savaşçısı Ward’u kaçıran Lorelei, Fitz’i de büyülemeyi başarıyor, ama sonuç olarak Coulson, May ve Sif’in çabalarıyla durduruluyor ve sesini kısarak erkekleri büyülemesini engelleyen bir gerdanlık yardımıyla Sif tarafından Asgard’a geri götürülüyor. 

Burada Lorelei’ın taktik bir hata yaptığını belirtmek istiyorum, Ward ya da Fitz gibi junior ajanlarla –veya daha öncesindeki motorsikletli ekiple ya da bir önceki bölümde karısından kaçırdığı adamla- uğraşmak yerine doğrudan Coulson’ı etkisi altına alsaydı çok daha büyük bir zarara sebep olabilirdi ve biz de daha karmaşık, belki de birkaç bölüm sürecek bir hikaye izlemiş olurduk. Tabi bunda Lady Sif’i oynayan Jaimie Alexander’ı birkaç bölüm sürecek bir hikayede kontrata bağlamanın falan zorluğundan/pahalılığından kaynaklanan bir durum olmuştur diye düşünüyorum, tek bölümlük misafir oyuncu olayı teknik olarak çok daha kolay yönetilebiliyordur herhalde. aofshs1e15ii

Bölümden anladığımız üzere Sif ve Lorelei arasında geçmişe dayanan bir düşmanlık var – Lorelei Sif’in Haldorr isimli sevgilisini kaçırmış ve ölümüne sebep olmuş, bu yüzden Sif kendisinden nefret ediyor. Fakat bu nefretini dizginlemeyi başararak Lorelei’ın isteğine rağmen –Asgard’da hapse dönmektense ölmeyi tercih edeceğini söylüyor- onu öldürmüyor. Haldorr’la ilgili ileride bir şeyler duyar mıyız bilmiyorum, sanıyorum kendisi çizgi romanlardan gelen bir karakter değil. 

Bu bölüme neden olması gerektiği gibi bir bölüm diyorum? Çünkü daha öncesinde de belirttiğim gibi Agents of SHIELD’ın Marvel’ın geniş evrenini kullanarak MCU’a bir temel oluşturması gerekiyor, MCU’yla arasında sağlam bağların olması gerekiyor. Lady Sif ve Lorelei gibi Marvel evreninden gelen, ve özellikle Lady Sif gibi MCU’da da görünmüş ve önemli roller oynamış karakterleri kullanarak dizinin çok daha fazla bu tarz bölümler yapması gerekiyor. 

Bu noktada, Lady Sif’in Coulson’ın dönüşüne şaşırması ve sonrasında “Thor’a ölümden döndüğünü söylerim – seni arkadaşı olarak görüyordu” demesi ve Coulson’ın “Zararı olmazsa ona kendim söylemek isterim” cevabı bizi Coulson’ın dönüşü açısından çok ilginç bir yere getirdi aslına bakarsanız. Bir noktada elemanımızın Avenger’larla tekrar bir araya geleceğini ve Avenger’ların Coulson’ın döndüğünden haberdar olacağını biliyoruz, ama bunu vurgulamaları güzel. Bu nokta da aslına bakarsanız büyük ihtimalle bu seneki yeni Captain America filmi olan Winter Soldier olacak gibi bence. SHIELD ve Nick Fury’nin bu filmde önemli bir rol oynayacağını biliyoruz. Kambersiz düğün, Coulson’sız SHIELD olmaz. 

Bu arada bölümün başlarındaki Sitwell-Coulson görüşmesi de ilginç bir görüşmeydi. Coulson zaten Fury’yi arıyor ve Sitwell’le de bundan dolayı görüşmek için bir araya gelmiş. Sitwell ise Fury’nin Coulson’a ihtiyacı olduğunda onu bulacağını söylüyor. Fury’nin nereye kaybolduğunu merak ediyorum açıkçası, gene Winter Soldier’la alakalı bir şeyler mi ki acaba? İzleyip göreceğiz. 

Bölümümüzün sürprizlerine değinecek olursak, bunlardan biri Ward’un hislerini Lorelei’a açmasından dolayı öğrendiğimiz, Ward’un May’e karşı değil, Skye’a karşı duyduğu ilginin ortaya çıkması. Henüz Skye’ın bundan haberi olmasa da geçen bölüm Trip – Simmons, bu bölüm yeniden ortaya çıkan Ward-Skye-May üçgeni derken dizi çok ciddi olmasa da bir miktar romantizm katmaya başladı. Bence böyle bir dizide romantizmin çok fazla yeri yok ama günümüz yapımlarının illa ki bu tarz bir yanı oluyor – o yüzden şimdilik katlanabiliyorum, dozunda tutuyorlar gibi. aofshs1e15iii

İkinci bir sürpriz, Coulson’ın mavi yaratık konusunda Sif’e danışması oldu. Geçen bölüm de bahsettiğim üzere yaratığın Kree olma ihtimali üzerine gidiyorlar ve bu bölümde doğrudan Kree lafını ortaya artarak bizleri oldukça heyecanlandırdılar. Bu açıdan dizi git gide güzelleşiyor diyebilirim. Eğer yaratık Kree çıkarsa ve Chitauri’lerden (Skrull’ların Ultimate Universe’deki adı) sonra Kree’lerin de dünyamıza geldiğini öğrenirsek MCU’daki büyük hikaye bambaşka bir noktaya yönelebilir. Bu noktada bu seneki uzay hikayemiz Guardians of the Galaxy önemli bir rol oynayabilir. 

Bir parantez de bölüm sonu sürprizine açalım. Şimdiye kadar Coulson’ın ağzındaki baklayı –Guest House’da gördüğü mavi yaratık konusunda- çıkarması için onu zorlayan May, “Bana olmasa da Skye’a söylemelisin – bunu ona borçlusun” diyerek Coulson’la Skye’ı konuşturmayı ve Coulson’ın sırrını öğremeyi başardı. Bunu da büyük ihtimalle Fury için yapıyor, yani Fury’nin ekibimizdeki köstebeği rolünü oynuyor. Ekip içinde bir köstebek kurgusu –her ne kadar Fury’ye de köstebeklik yapsa- ilginç bir döngü oldu. May üzerinde şimdiye kadar çizilen karanlık imaja yeni bir nokta eklendi. Fury’nin de olaylardan haberdar olduğunu bilmek ayrıca heyecan verici, Fury’yi görmeyeli bayağı uzun zaman oldu, en son 2. bölümde bir cameo’su vardı. 

Yine May’in yönlendirdiği konuşma sonrası Coulson’la Skye ekibimizi geride bırakarak Ian Quinn’in peşinden gitmeye hazırlanıyorlar. Muhtemelen bu arayış onları Garrett ve Trip’le beraber Clairvoyant’a ve yeni Deathlok’umuz Mike’a yönlendirecektir. Böylece Clairvoyant mevzusu da biraz açığa kavuşursa dizi artık hızla daha da güzel bir yere doğru gitmeye başlayacaktır. Bir kaç bölümdür güzel toparladılar ve vitesi artırdılar, şu noktadan geriye, daha durağan bir yere giderlerse pek hoş olmaz açıkçası. 

IMDB’ye göre bir sonraki bölümümüz 1 Nisan’da görünüyor, yani yine bir 3 haftalık boşluğumuz var. O zamana kadar, esen kalın, SHIELD sizi korusun sevgili okurlar.

Arrow ve Agents of SHIELD incelemelerimizin yazarı Ekin Köker’i Twitter’dan takip edin: twitter.com/EkinKöker