Marvel Comics Yazıları

Age of Ultron: Bir Takım Sorular, Cevaplar

Benzer bir yazıyı Avengers vs. X-Men öncesinde yazmıştım: AvX, karışık kurgusuna ve tahmin edilmeyen gelişimine rağmen, özellikle başlamasından hemen önce hakkında ciddi anlamda bilgimiz olan, ilk iki üç sayıdaki gelişmeleri az çok tahmin edebildiğimiz bir seriydi.

Age of Ultron hakkında ise pek fazla şey bilmiyorduk. Baktığınızda, sitemizin AU öncesi tek makalesi, Ultron’u tanıtan bir yazıydı, ki hikayenin beklenmeyen başlangıcı ve Ultron’suz yapısı düşünüldüğünde, pek de “olmazsa olmaz” bir yazı olmadı.

Ama şimdi, serinin bitiminden sonra, son sayının incelemesinin altında kafalarda hala bazı sorular olduğunu görüyorum. Okuyucularımız, özellikle Conan nickli okuyucumuz, pek çok soru sormuş, ben de bu soruları kısaca cevaplayayım dedim. Her ne kadar “kısaca” cevaplamaya çalışacak olsam da, soru miktarı epey fazla, o yüzden sanıyorum yorum olarak değil de, herkese yardımcı olacak bir yazıyla yanıtlamak daha mantıklı.

Conan’dan gelen şu sorularla başlayalım:

1 – Yanlış hatırlamıyorsam Bendis bu hikayenin başını sonunu zaten çoktan yazmıştı. Ama Marvel Angela’yı satın alması o zaman beklenen bir şey miydi? Değildiyse sonu çok değişti mi?

Angela’nın Neil Gaiman ve Todd McFarlane arasındaki akıbeti, 2012 yılında Gaiman’ın lehine sonuçlandı, Gaiman da bu karakteri 2013 yılında (veya 2012’nin sonunda) Marvel’a sattı. Bu yüzden hayır, Angela’nın haklarının Marvel’a geçmesi, AU yazılıp bittiğinde bilinen/beklenen bir şey değildi.

Ama, düşündüğünüz zaman Angela’nın gelişi hikayede hiçbir etkiye sahip olmadı, sonu değiştirmedi. Filmlerdeki kısa “5 Sene Sonra…” epilogları gibi, iki sayfada, uzay – zaman devamlılığının kırılmasının sonuçlarından biri olarak gösterildi sadece. AU olmasa, başka bir bahaneyle getirilecekti Marvel Evreni’ne. Angela olmasa, AU sonunda başka bir örnek verilecekti.

2 – Yoksa zaten böyle bir uzay zaman kırılması için planlanan hikayenin sonuna sadece Angela eklenmesinden başka bir müdehale olmadı mı? Öyleyse planlanan her zaman bir uzay/zaman kırılmasıydı.

Evet, görünen o ki planlanan her zaman buydu. Ama uzay-zaman kırılmasının çok ciddi sonuçları oldu. Ultimate Evreni’nde (daha önce orada var olmayan) bir Galactus’un belirmesi ve Angela’nın gelişi sadece bize gösterilenlerdi, önümüzdeki günlerde neler olacak, bunu göreceğiz.

3 – Ama o zaman niye AoU dünyasını bir Le Fey dünyasından çok daha ayrıntılı yapmaya uğraştılar? Sonuçta AoU dünyasının da yok olması bir zaman yolculuğuna baktı. Yada neden Hawkeye, Spiderman, Iron Man gözümüze sokuldu hikayenin en başında?

Bu bir soru değil, ama katıldığım bir eleştiri – baktığınız zaman AU Evreni hiçbir zaman Le Fey Evreni’nden daha gerçek olmadı. Bu da hikayenin “varoluşsal” saçmalıklarından biri olarak tanımlanabilir muhtemelen.

Marvel, AU Evreni’ni sadece zamanda geri dönüp, değişiklik yapılmasını gerektirecek boyutta, başlı başına yaşanmaması durumunda geri çevrilemez bir felaket olarak kullandı.

4 – Ayrıca Age of Ultron hikayesinde Ultron en büyük amacına ulaşıyor. Yani bu kadar büyük bir olay uzay/zaman kırılmasını anlatmak için dolgu malzemesi olarak mı kullanılmış oldu?

Evet, aynen öyle oldu. Ultron ve Ultron Çağı sadece asıl amaç uğruna bir yem oldular.

5 – Bir de çizimler zaten çoktan bitmemiş miydi? O zaman orjinal çizerin son sayıya kadar zaten çizmiş olması gerekmiyor mu? Yani diyelim ki çizimlerin hepsi 3-4 yıl önce bitti. O zaman niye yeni çizerlerle çalışılmak zorunda kalındı? Ayrılan çizerin diğer çizimlerini yayımlarlarsa telif suçu mu olurdu? Yoksa hikayeyi çok fazla mı değiştirdiler ki başka çizimlere ihtiyaç duydular?

İlk beş sayının ve sonuncu sayının bir kısmını çizen sanatçı Bryan Hitch, çizgi roman dünyasında çok saygı gören, ama iş yetiştirme konusunda sıkıntılar yaşadığı bilinen bir çizer. Kendisi çok detaylı, takıntıyla çalışılmış sahneler seviyor, ve bu da çizgi roman dünyasının hızlı yayın politikasının kaldırabileceğinden daha uzun bir çalışma süreci gerektiriyor.

Hitch, Age of Ultron’da sadece beş sayı çizecekti – bu durum hep böyleydi. Çizimlerin hepsi serinin yayınlanmasından uzun süre önce bitti, ama son beş sayıda başka çizerler çalıştı. Hitch, uzun zaman aralığına rağmen seriyi bitirmedi, veya bitiremedi. Bunda çalışma hızının da etkisi olabilir, arada Marvel’dan ayrılmış olmasının da, bunu bilemiyoruz. Ama yeni çizerlerle çalışılmak zorunda kalınması gibi bir durum olmadı, o yeni çizerler hep vardı, çizimlerin hepsi önceden bitirilmişti.

Telif suçu gibi bir durum, hikaye Hitch’in Marvel’da kontratlı olarak çalıştığı dönem içinde yapıldığından olmazdı – zaten kendisi şirketten öyle kötü bir şekilde falan ayrılmadı. Hikayenin değişimi de başlı başına bir neden değildi, ama tabi Hitch’in AU Evreni bittikten sonra hikayede çalışmak istememiş olması bir faktör olabilir.

6- Demek istediğim Bendis en başında farklı bir event sunmak istese de editör müdahalesi mi oldu? Yoksa Bendis AoU’u tie-inlerle zenginleştirmeyi planlarken Marvel NOW’a rastlayınca devasa event için planladığı yolu izleyemedi mi sence? Yoksa Bendis’in tüm planı en başından beri bu muydu? Eğer öyleyse boşuna gaza getirdi herkesi :D. Tamam kötü event değil ama insan daha fazla şey bekliyor.

“Boşa gaza getirmek” sıkıntılı bir kavram. Her firma ürününü abartıyla pazarlar sonuçta, eğer Bendis’in yaptığı boşa gaza getirmekse, Marvel’ın, DC’nin veya X bir bulaşık deterjanının bizi her zaman “boşa gaza getirdiğini” düşünebiliriz.

Fakat haksızlık etmeyelim – Bendis hiçbir zaman çıkıp “Öyle bir hikaye yazdım ki inanamayacaksınız” demedi, “Sonunda yaşanan şeyleri asla tahmin edemezsiniz, çok büyük olacak” dedi, ki son bana göre biraz sönük işlense de, bu aslında doğru bir ifade. Sonuç olarak Marvel bütün evrenlerinin dengesini tamamen bozdu, çeşit çeşit hikayenin kapısı açıldı.

Bendis’in planı başından beri neydi, bunu muhtemelen hiçbir zaman bilemeyeceğiz, ama editör müdahalesi her zaman bir gerçek. Marvel NOW!’un varlığı, muhtemelen çoktan yazılmış olan Age of Ultron’un gidişatını değiştirmedi, ama planladığı gibi bu dönemin öncesinde yayınlanabilse, muhtemelen daha fazla tie-in’de, daha etkili, daha “kapsayıcı” bir hikaye halini alırdı. Ama, Bendis’in “son planı” ile hikayenin “işlenme planı” muhtemelen her zaman birbirinden ayrı olan şeylerdi.

Böylesine büyük bir hikaye de, tahmin edeceğiniz gibi, muhtemelen sadece Bendis’in kafasından çıkmadı, editörlerle uzun görüşmeler ve fikir alışverişlerinden sonra şekillendi.