Şimdi, 2015’e doğru ilerlerken, DC’de soru işareti uyandıran, okuyucuları komplo teorileri yaratmaya iten pek çok olay yaşanıyor. Bunların pek çoğunun çizgi romanlarda yaşadığımız gelişmelerle alakalı olduğu doğru, fakat her şeyin kalbinde, aslında çok daha basit bir şey, “2015” tarihi yatıyor.
– Çizgi romanlardaki ve DC Evreni’ndeki durumu incelemeye başlamadan önce, bu tarihle başlayalım. 2015 yılı, DC Comics tarihinin muhtemelen en önemli büyük hikayesi olan Crisis on Infinite Earths’ün otuzuncu yıl dönümü olacak. Pek çok kaynak, DC’nin bu yıl dönümünü bir şekilde kutlayacağını uzun süredir haber olarak sunuyor – hatta bunun neredeyse % 100 doğru bir haber olduğunu bile söyleyebiliriz
Asıl soru, bu “kutlama”nın boyutlarıyla ilgili. Crisis on Infintie Earths, eğlenceli, basit kurgularla mı hatırlanacak? Yoksa adının hakkını veren büyük bir hikaye, hatta bir “kriz” ile mi?
Hayran teorileri (her zamanki gibi) alıp başını gitmiş durumda. DC’nin Marvel’ın Secret Wars’una benzer bir seri yapıp, New 52 öncesi DC Evreni’ndeki kahramanlarla, New 52 kahramanlarını ortak bir maceraya sokma düşüncesinden (ki, bu şöyle bir kaynakla desteklenmiş, ama tabi herhangi bir sonuca varmak için yeterli değil), DC’yi yeniden sıfırlayacak dev bir hikayeye kadar (oha!) pek çok farklı teori ortaya atılıyor.
– Daha somut kaynaklara bakmak için ise, tabi DC çizgi romanlarından çıkarabildiklerimize göz atmamız gerekiyor. Bunların ilki, sitemizde bir incelemesini bulabileceğiniz Forever Evil hikayesinin sonuçları.
Doğrudan Trinity War hikayesinin bir devamı olarak, DC’nin asıl büyük hikayesi olmasını beklediğimiz Forever Evil’ın sonu da, enteresan bir şekilde oldukça açık bırakıldı ve bize Anti – Monitor karakterini sundu. Anti – Monitor, elbette, Crisis on Infinite Earths hikayesinin de büyük “kötü karakteri”: bu denli önemli bir karakterin, Crisis’in otuzuncu yılından hemen önce devreye sokulmuş olması, sadece bir tesadüf olmayabilir.
Tabi aynı şekilde, Forever Evil’ın asıl kötüsü olarak gördüğümüz Alexander Luthor’un, Superwoman’ı hamile bırakmış olması da ikinci bir enteresan sonuç. Zira Alexander Luthor Jr. karakteri, yine, Crisis on Infinite Earths için yaratılan ve bu seride büyük rol oynayan, önemli bir karakter.
– Bunların yanı sıra, DC’de devam etmekte olan enteresan olaylar da mevcut. DC Evreni’nin beş yıl sonraki halinin ele alındığı Future’s End haftalık serisi, Grant Morrison’un Multiversity’si, hepsi kendilerinden daha büyük süreçlere bağlanabilecek seriler olarak dikkat çekiyorlar. Bunların bir şekilde yeni bir “kriz” hikayesinde bir araya getirilmesi, çok da imkansız değil gibi gözüküyor: özellikle Multiversity’nin çoklu evren mantığına dayanan doğası ve Morrison’un DC’nin son büyük kriz hikayesi Final Crisis’inin yazarı olması, soru işaretlerini güçlendirir nitelikte.
– Bir de, Future’s End, Batman Eternal gibi haftalık serilerin tamamının, aynı noktada (Mart – Nisan 2015) final yapması / ara vermesi gibi enteresan bir durum var. Bunun bir sebebi, haftalık serilerin bir şekilde planlanan “büyük seri”den önce bitirilmesi olabilir. Fakat bir de, çok daha somut gözüken bir sebep var, ki o da DC Comics ofislerinin New York’tan California’ya taşınıyor olması – bu denli büyük bir taşınma sürecinde, haftalık olarak yayınlanan çizgi romanların yetiştirilememesi de elbette oldukça makul bir neden.
Bu ipuçları bize şimdilik ne kadar az şey ifade ederse etsin, DC’nin 2015 yılı için büyük çaplı bir şeyler kurguladığı net bir şekilde gözüküyor. Bunların ne kadar büyük bir bölümü Crisis on Infinte Earths ile doğrudan alakalı olacak, pek çok internet sitesinde yer alan “Yeni bir kriz geliyor!” dedikoduları ne kadar gerçeğe dönüşecek, bunları şimdilik bilemiyoruz. Ama birkaç farklı koldan ilerleyen ucu açık hikayelerin, DC’nin geleceği için merak uyandırdığı bir gerçek.