Özel Dosyalar

Türkiye ve Dünya’da Çizgi Roman Coğrafyası

rt1

“İtalya kökenli çizgi romanlara Fumetti, Fransız-İsviçre-Belçika kökenli çizgi romanlara Bande-Dessinée (veya kısaca BD), Japon çizgi romanlara Manga, ve son olarak, Amerika – İngiltere çıkışlı çizgi romanlara comics olarak hitap ediyoruz.”

Yukarıdaki alıntı, sitemizin en popüler özel dosyası, “Comics” Alemine Giriş Rehberi’nin ilk sayfasından geliyor, ve dolayısıyla, doğrudan bana ait olan bir cümle. Peki ama – acaba bu cümleye tam anlamıyla güvenmeli miyiz? Cümlenin gizli öznesi olan “biz” acaba kimiz? Örneğin, çizgi romanlarla uzun süredir ilgilenen Amerikalı bir okur, çok net bir gerçekmiş gibi sunulan, hatta kavram karmaşasını deyim yerindeyse hızlıca “aradan çıkartan” bu cümleyi kabul eder mi?

“Manyak mıdır nedir, insan kendi cümlesini sorgular mı, hata varsa çaktırmadan düzeltsene, ne uğraştırıyorsun bizi?” dediğinizi duyar gibiyim, ama meraklanmayın – cümlede bir hata yok. Comics Alemine Giriş Rehberi’nin hedef kitlesi olan “çizgi roman okumak isteyen Türk okurlar” açısından düşünüldüğünde, cümle yüzde yüz doğru.

Peki ya Türkiye dışındaki okurlar? Veya çizgi romana başlama dönemini geride bırakmış okurlar? Malumunuz, ülkemiz çizgi roman araştırmaları konusunda pek de otorite sayılabilecek bir ülke değil – dolayısıyla işe bir de daha genel bir perspektiften yaklaşmak gerekiyor. Evet, biz çizgi romanları Fumetti, BD, Comics, Manga olarak dörde ayırıyoruz, ama dünyanın geri kalanında da bu ayrım var mı? Çizgi roman okumaya başlayan herkes, önce bu dört ekolden hangisini okuyacağına mı karar veriyor? Comic Book Resources ve Comic Vine gibi internet sitelerinin forumlarında, eski jenerasyon Fumetti okurları ile, yeni jenerasyon Comics okurlarının tartışmaları mı dönüyor?

Bu dört önemli ekolün ayrımını bilmek elbette çok önemli – hatta bana sorarsanız, Türkiye’de çizgi romana başlayacak okurların – hem karşılaşacakları kaynakları kategorize etmeleri açısından, hem bir çizgi roman dükkanına gittiklerinde yardım alabilmeleri açısından, hem de doğru insanlarla, doğru çizgi roman sohbetleri yapabilme açısından – öğrenmeleri gereken şeylerin başında geliyor. Ama bir şeyi “bilmek” demek, hele hele çizgi roman gibi, ülkemizin ne yazık ki epey geride olduğu bir alanı “bilmek” demek, sadece belli bir bölgenin algısıyla sınırlı olmamalı.

Bir başka deyişle, çizgi romandan anladığını, çizgi roman terminolojisine hakim olduğunu iddia eden bir okur; aynı şeyi Amerika’da veya Fransa’da da iddia edebilmeli, ve kendi yerel çizgi roman kültürüne hakim olduğu gibi, evrensel terminolojiye de hakim olmalı. Bu doğrultuda, bu yazıda, bol görselli ve olabildiğince basit bir şekilde, sırasıyla şu konulara değinmeye çalışacağım:

1 – Türkiye’de Çizgi Roman Coğrafya Algısı ve Terminolojisi

2 – Manga

3 – Fumetti

4 – Comics

5 – BD

6 – Evrensel (?) Çizgi Roman Coğrafya Algısı ve Terminolojisi

Hazırsanız, devam edelim.

 1 – Türkiye’de Çizgi Roman Coğrafya Algısı ve Terminolojisi

Türkiye’de çizgi roman coğrafyasına ve belli başlı ekollere yaklaşımı, aslında giriş bölümüyle biraz aradan çıkartmış olduk. Fakat, yine de işi görselleştirelim ve önemli birkaç detaya da değinelim.

crt2

Yukarıdaki haritadan görebileceğiniz gibi, ülkemizde belli başlı çizgi roman ekolleri dörde ayrılıyor. Doğu’dan batıya doğru gidecek olursak;

Japon çizgi romanları, çizgi romanın en önemli ekollerinden biri olarak karşımıza çıkıyor ve manga olarak adlandırılıyorlar.

İtalya, etkili çizgi roman ülkelerinden ikincisi. İtalyan çizgi romanlarına, ülkemizde genelde Fumetti deniliyor.

Avrupa’nın ikinci önemli çizgi roman ülkesi, Fransa olarak görülüyor. Fransız çizgi romanlarıyla ilgili, başka bir yazıyla netleştirmeyi umduğum bir kavram kargaşası da var. Fransız çizgi romanları, Bande-Dessineé, BD, Fransız, Frankofon, Franco-Belge, Fransa-Belçika Çizgi Romanları gibi, pek çok kavramla belirtilir hale gelmiş durumda. Anlam farkları pek çokları için önemsiz olsa da, bu kavramların hepsi farklı şeyler ifade ediyor. Bunlara, beşinci bölümde uzun uzun değineceğiz.

Son olarak, en batıya gittiğimizde, Amerika Birleşik Devletleri’ni görüyoruz. Kanada ve İngiltere’yi de dahil edebileceğimiz bu çizgi roman ekolü, ülkemizde comics olarak adlandırılıyor ve AltEvren sitesinin temel ilgi alanını oluşturuyor.

Tabi işe kendi bakış açımızdan baktığımız için, haritada benim yaptığım gibi, Türkiye’yi de dahil etmemek için bir sebebimiz yok. Dolayısıyla, Türkiye bakış açısından çizgi romanların coğrafi kategorizasyonu, Fumetti, Comics, BD, Manga ve Türk Çizgi romanları şeklinde oluyor. Şu anda sitemize dahil edilmiş olsa da, bir zamanlar ayrı bir oluşum olarak ulaşılan AltEvren Gurme‘nin kategori listesine bakacak olursanız, bu durumun orada da yansıtıldığını görebilirsiniz.

crt3

İlk sorumuza geri dönelim: Bunlar, ne kadar bize ait, ne kadar evrensel olarak kullanılan ayrımlar? Yabancı çizgi roman okurları bu kavramları ne kadar kullanıyor? Hatta, bu kavramları duymamış bile olabilirler mi?

2 – Manga

En kolay ve en kısa örnekle başlayalım. Japonya’da üretilen ve son yıllarda son derece büyük bir popülarite yakalayan Manga ekolü, Türkiye’de olduğu gibi, Dünya’da da en büyük çizgi roman ekollerinden biri olarak görülüyor. Dolayısıyla, çizgi romanları coğrafi olarak kategorize ederken, Japon çizgi romanlarını Manga adı altında kendi grupları içinde değerlendirmek konusunda, dünyanın geri kalanından herhangi bir farkımız yok.

crt4

Kısacası, etimolojik kökü “hızlı, hazırlıksız, “çalakalem” çizilmiş eskizler” gibi bir anlam ifade eden, ama tam olarak çevrilmesi pek de mümkün olmayan Manga kelimesi, Türkiye’de olduğu gibi, dünyanın geri kalanında da önemli bir çizgi roman terimi olarak görülüyor ve Japon çizgi romanları her yerde önemli bir çizgi roman ekolü olarak saygı görüyorlar.

3 – Fumetti

Türkiye’de çizgi roman dendiğinde akla gelen eserlerin pek çoğu, İtalya kökenli “fumetti” ekolüne dahil eserler oluyor. Bu kavramı daha önce duymamış olsalar bile, çocukluklarında okudukları “Teksas ve Tommiks”leri hatırlayanların veya kendileri okumasalar bile, bu çizgi romanların varlıklarından haberdar olanların sayısı hiç de az değil.

Biraz daha bilinçli bir okur kesiminden bahsedecek olursak – “Fumetti” okurları Türkiye’dek çizgi roman okur kitlesinin kayda değer bir bölümünü oluşturuyor. Her ne kadar yeni jenerasyonun Manga ilgisi ve Hollywood destekli Comics popülaritesine karşı uzun süre dayanmaları çok zor gözükse de, İtalyan çizgi romanları geleneksel olarak ülkemizin en popüler çizgi romanları olarak dikkat çekiyorlar.

Peki ama, Dünya’da durum ne?

Açıkçası, Dünya’ya gelmeden, önce İtalya’nın kendi içindeki durumu değerlendirmek faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Bunun için de ilk olarak “Fumetti” kavramını değerlendirmeye çalışacağım.

Fumetti, veya çoğul kullanımıyla, fumetto tam kelime anlamı olarak çizgi romanlarda sık karşılaştığımız şu öğeleri tanımlamak için kullanılan bir kelime:

crt5

ve ülkemizde “İtalyan çizgi romanı” anlamıyla popülerleşmiş durumda. Fakat, Fumetti kavramının Manga kavramından ayrıldığı nokta da işte burada yavaş yavaş karşımıza çıkmaya başlıyor.

Burada açıkçası kutsal bir kaynak olduğuna inandığım Wikipedia’dan biraz faydalanacağım. Wikipedia elbette içeriği bakımından hiçbir zaman kesin bilgi olarak görülmemeli, fakat biraz hayal gücü ile, “içindeki bilgiyi sorgulamadan alma” amacının dışında kullanıldığında, gerçekten çok faydalı olabiliyor. Ben de yazı boyunca Wikipedia’dan faydalanacağım, ama bunu içerik olarak kullandıkları bir cümleyi bile ele almadan yapacağım.

Bu gördüğünüz link, İtalyanca Wikipedia’nın Fumetti sayfası: http://it.wikipedia.org/wiki/Fumetto

Endişelenmeyin, demek istediğim şeyi anlamanız için tek kelime İtalyanca bilmenize gerek yok. Bizi ilgilendiren sadece sayfanın görünüşü:

crt6

“Fumetti” sayfasının sağında sunulan ilk resme bakacak olursanız, resimdeki küçük dostumuzun bir “fumetti” değil, bir “comics” eseri, yani bir Amerikan çizgi romanı okuduğunu görebilirsiniz. Sayfada toplam üç resim var, ve üçü de (yukarıdaki resim, Yellow Kid, America’s Best Comics # 22) Amerikan çizgi romanları.

Madem “Fumetti” İtaltyan çizgi romanı anlamına geliyor, o halde neden Fumetto sayfasında paylaşılan resimlerin tamamı Amerikan çizgi romanlarından geliyor? İngilizce Wikipedia’dan “Italian Comics” sayfasını bulup, aynı makalenin İtalyancasına tıkladığınızda, neden karşınıza “Storia del Fumetto Italiano” – “İtalyan Fumetti’si Tarihi” gibi garip bir sayfa çıkıyor? “Fumetti” zaten İtalyan Çizgi Romanı demekse, “İtalyan Fumetti”si gibi bir kullanım “İtalyan İtalyan Çizgi Romanı” mı demek?

Elbette hayır – şu noktada bariz olduğuna inandığım açıklama şu ki, biz her ne kadar objektif ve yüzde yüz doğru bir cümle gibi kullansak da, “Fumetti İtalyan Çizgi Romanı demektir.” cümlesi aslında yanlış bir cümle. Çünkü Fumetti, ülkemiz dışında İtalyan Çizgi Romanı gibi bir anlam taşımıyor, yalnızca İtalyanca olarak “çizgi roman” anlamına geliyor. İtalyanlar, Marvel Comics’e de, DC Comics’e de, Fransız Çizgi Romanlarına da, kendi çizgi romanlarına da, fumetti/fumetto diyorlar. Kısacası, Fumetti aslında yalnızca “çizgi roman” demek.

Biraz daha somut bir örnek verelim. Eğer Türkiye’de, bir çizgi roman dükkanına girip, “Fumettiler ne tarafta?” diye soracak olursanız, muhtemelen orada çalışan kişi kafasını bile kaldırmadan sorunuzu cevaplayacaktır. Ama eğer, Amerika’da, büyük bir çizgi roman dükkanına gidip, “Fumettiler ne tarafta?” gibi bir soru sorarsanız, %90 ihtimalle hem neden bahsettiğinizi anlamayacak, hem de – üşenmeyip açıklarsanız – bu çizgi romanları satmadıklarını söyleyeceklerdir.

Ama bu demek değil ki Fumetti başka dillerde hiçbir şey ifade etmiyor! Her ne kadar fazlasıyla detay bir bilgi olarak, pek çok yabancı çizgi roman okurunun bile sahip olmayacağı bir bilgi olsa da, Fumetti’nin aslında İngilizce’de bir karşılığı var. Türkçe olarak “fotoroman” olarak tanımladığımız, çizgi romanın aksine gerçek fotoğraflar üzerine yazılan diyaloglarla devam eden hikayeler için, yer yer İngilizce dilinde de “fumetti” tanımı kullanılabiliyor. Her ne kadar dilimizdeki “fotoroman” kelimesinin tam karşılığı olan “photonovel” daha yaygın olsa da, “fumetti” bu açıdan yurt dışında da bilinen bir kavram. Hatta, şöyle enteresan çalışmalar bile var:

crt7

Dediğim gibi, buradaki (ve daha pek çok örnekteki) İngilizce Fumetti kullanımı, İtalyan çizgi romanları değil, “fotoroman”ları ifade ediyor, fakat işin bir boyutu daha var. Örneğin – Wikipedia’yı yine ilginç bir kaynak olarak kullanmak gerekirse – İngilizce Wikipedia’ya girip, “fumetti” yazdığınızda – site her ne kadar sizi Photonovel sayfasına yönlendirse de – en azından [“”Fumetti” redirects here. For other uses, see Italian comics”] şeklinde bir uyarı da veriyor – ki bu hatırladığım kadarıyla bu son yıllarda eklenmiş bir özellik. Dolayısıyla, kesinlikle bizdeki kadar yaygın olmasa da, Fumetti kavramını coğrafi bir çizgi roman terimi olarak kullanma alışkanlığı, çok çok ufaktan da olsa İngilizce’de de görülebiliyor.

Ama sonuç olarak, İtalyan Çizgi Romanlarına bu ekolü coğrafi olarak kapsayan bir kavram olarak Fumetti demek, sadece bizde olan bir durum. Fumetti yurt dışında tek tük bu anlamda kullanılsa da, aslında çok sık kullanılmayan bir kavram, ve kullanıldığında da İtalyan Çizgi Romanlarını değil, fotoromanları ifade etmek için kullanılıyor.

“Fumetti”nin ne demek olduğunu bir kenara bırakıp İtalyan Çizgi Romanlarına baktığımızda durum ne? İtalya yurt dışında da bizim Türkiye’de kategorize ettiğimiz gibi, dünyanın en büyük dört çizgi romanın ülkesinden biri olarak görülüyor mu?

Bu soruya cevap vermek aslında çok kolay değil – ama bu şekilde sorulduğu, yani dünyanın en büyük dört çizgi roman ekolü gibi çok spesifik bir tanım belirtildiği sürece, cevap hayır.

crt8

Çizgi roman forumlarını takip ettiğim yıllar boyunca, “Comics Okurlarının” “Fumetti Okurlarına” karşı getirdiği en büyük argümanlardan biri, Fumetti’nin Türkiye dışında hiç bilinmeyen, hiç okunmayan, İtalya’da bile arka planda kalan eserler oldukları yönündeki savunmaydı.

Bu kadar abartılı bir “önemsizleştirme” yapmak aslında doğru değil – İtalyan çizgi romanları dünya genelinde farklı dillere çevriliyor, okunuyor, Amerika’da büyük yayıncıların el attığı, dünya çapında popüler denebilecek İtalyan çizgi roman serileri var – ama sonuç olarak, İtalyan çizgi romanları Türkiye’de yaşadıkları popülariteyi, İtalya ve belki Doğu Avrupa haricinde, dünyanın başka herhangi bir yerinde fazla yaşamıyorlar.

Bu yüzden, dünya bakış açısından, İtalyan çizgi romanları “önem” ve “popülarite” olarak “Comics” veya “Manga” ile karşılaştırılabilecek kadar güçlü bir sektör değil. Türkiye, bu çizgi romanların muhtemelen İtalya dışında en popüler olduğu ülkelerden biri, ki İtalya’da bile, Manga ve Comics gibi, başka mecraların desteğini arkasına almış olan dış kültürlerin, Fumetti’nin kendisinden daha popüler olduğu, pek de yadsınamayacak bir gerçek.

 4 – Comics

Manga örneğinde olduğu gibi, aslında “comics” alanında da söyleyebilecek çok fazla bir şey yok. Comics’i dünyanın büyük çizgi roman ekollerinden biri olarak görmek konusunda son derece haklıyız, zira Amerika, Kanada ve İngiltere çıkışlı çizgi romanlar, çizgi roman sektörünün en önemli eserleri arasında yer alıyorlar.

SMBM EAU TPB

Haftalık / Aylık satış rakamlarına bakacak olursanız, yerel satışları ile Japonya’nın devasa Manga sektöründen daha küçük olsalar da, sinema filmleri, animasyonları, oyunları ve daha pek çok mecradan hedef kitlelerine ulaşmalarıyla, Amerikan çizgi romanları son yarım yüzyılın en tanınabilir, en meşhur çizgi roman figürlerine ev sahipliği yapıyor.

İşin teorik ve sanatsal boyutu da, bu ülkelerde gerçekten güçlü. Popüler kültürü daha kompleks hikayelerle buluşturan Image, Vertigo gibi etiketlerden, Fantagraphics gibi doğrudan bu işi sanat olarak gören yayınevlerine, Eisner, Gravett, McCloud gibi çizgi roman teorisyenlerinden, üniversitelerde çizgi roman araştırmasına kadar pek çok boyut, Amerika – Kanada – İngiltere üçgeninden çıkıyor. Bu açıdan daha fazla uzatmaya gerek yok – Türkiye’de “comics” olarak adlandırılan ekol, dünyanın muhtemelen en önemli çizgi roman ekolü, ve kesinlikle bu sanat dalının en kapsamlı coğrafyasını oluşturuyor.

Tabi söylenebilecek bir – iki ilginç şey de var.

Understanding-Comics 00

Birincisi – ve en önemlisi – tıpkı “Fumetti” kelimesinde olduğu gibi – Comics “Amerika / Kanada / İngiltere çizgi romanı” falan demek değil. “Comics” veya “comic book” kavramları, İngilizce sadece “çizgi roman” demek. Bizde olduğu gibi herhangi bir coğrafi sınıflandırma taşımayan bu kavramlar, her türlü çizgi roman için kullanılıyor. Amerikalılar kendi çizgi romanlarına “comics”, İtalyan çizgi romanlarına “Fumetti”, Fransız çizgi romanlarına BD demiyor; basitçe “American Comics”, “Italian Comics” veya “French Comics” diyorlar.

İkincisi, Kanada ve İngiltere’yi bu ekole dahil ederken tabi çok dikkatli olunmalı. Kanada’nın pek çok açıdan yalnızca daha güzel ve daha keyifli bir Amerika olduğu söylenebilir ve bu açıdan çizgi roman kültürleri de Amerika’yla çok bağlantılı, fakat özellikle Fransızca konuşulan Quebec eyaletinin çizgi romanları, ekol olarak, bizim “comics” olarak adlandırdığımız şeyden çok, “BD” olarak adlandırdığımız kültüre yakın oluyorlar. İngiltere’den çıkan pek çok yazar – yine, dil uyumu nedeniyle – ABD’de başarılı işler yapsa da, İngiltere Avrupa’nın geri kalanından her zaman soyutlanmıyor. Bu konuları ileriki bölümlerde yeniden değineceğiz.

5 – Bande Dessinée

Yazının bütünlüğünü bozmak pahasına, Bande-Desinée için ufak bir değişiklik yapacağım ve önce kavramın dünya içindeki öneminden bahsedip, kavram kargaşasını daha sonra ele alacağım; zira bu konudaki kavram kargaşası, girişte belirttiğim gibi, oldukça ciddi boyutlarda. Bu durumda, önce ülkemizde “en büyük dört çizgi roman ekolü”nden biri olarak görülen Fransız çizgi romanların kendi ülkelerinde ve dünyada sahip oldukları statüyü aradan çıkartmamız gerekiyor.

Fransız Çizgi Roman ekolü, dünya genelinde kayda değer popülaritesi olan bir ekol – buna kuşku yok. Her ne kadar Türkiye’deki “dört büyükler” mantığını evrensel bir mantık olarak sunmak imkansız olsa da, Fransız Çizgi Romanları Amerikan ve Japon ekolleri ardından dünyanın en önemli üçüncü çizgi roman bölgesi olarak dikkat çekiyor.

crt9

Aynı şey, Fransa içindeki durum hakkında da söylenebilir. Her ne kadar Fransa, muhtemelen bazı çizgi roman okurlarının hayal ettiği “çizgi romanın kayıtsız şartsız saygı gördüğü muhteşem ütopya” olmanın biraz gerisinde olsa da, çizgi romanın entelektüel olarak kabul edilmesi ve bir sanat formu olarak saygı görmesi açısından, “çizgi romanın sosyal statüsünün” en gelişmiş olduğu ülke.

Evet, Amerika’da çizgi romanlar çok popüler ve çok tanınıyorlar, fakat hala çocukların ve bir grup “geek”in okuduğu şeyler olarak görülüyorlar. Evet, Japonya’da Manga kayda değer satış rakamlarına ulaşıyor, fakat ciddi bir sanat formu olarak saygı gördüğünü söylemek mümkün değil – işte Fransa, bu açıdan dünyanın en gelişmiş ülkesi olarak dikkat çekiyor – ve hepimizin çizgi roman için kullandığı “Dokuzuncu Sanat” kavramı da, bu ülkeden geliyor.

Tabi dediğim gibi, fazla heyecanlanıp Fransa’yı bir çizgi roman ütopyası olarak görmeye de gerek yok. Ülkenin entelektüaliteyle özdeşleşmiş çizgi romanları elbette takdire şayan, ama Fransa içinde de Manga ve Comics – özellikle de genç nesiller arasında –  muhtemelen çok daha popüler. Hatta, bu türlerden etkilenen yeni nesil çizgi roman sanatçılarının, örneğin “La Nouvelle Manga” adı verilen Manga – BD melezleri yaratmaları gibi durumlar bile görülüyor.

Kısa bir özet geçmek gerekirse, Bande Dessinée ekolü, Comics ve Manga ile birlikte, dünyanın en önemli üç ekolünü oluşturuyor. Her ne kadar Manga ve Comics, burada da ciddi popülarite sahibi olsa da, çizgi romana yaklaşım açısından, Fransız sanatçılar, çizgi romancılar, okurlar ve entelektüeller, çok büyük ihtimalle, dünyanın geri kalaının genelinden bir, hatta birkaç adım öndeler.

Peki ya adlandırma sorunsalı? Dediğim gibi, Fransız çizgi romanları, daha önce gördüğümüz “Fumetti” veya “Comics” örneklerinde olduğu gibi tek kavramla belirtilmenin çok ötesinde.

Bande Dessinée’den tutun Franco – Belge’e, Fransa – Belçika Çizgi Romanları’ndan “Frankofon”a, pek çok kavram, bu coğrafyayı tanımlamak için kullanılıyor. İşin aslı şu ki, bu kavramların hepsini açıklamak gerçekten çok zor bir iş. Özellikle Frankofon kavramının, tam olarak anlaşılabilmesi için çizgi romanın çok dışına çıkmak gerekiyor – ve ben zaten uzun olan bu yazıyı, bu kadar konu dışına çıkarak uzatmak istemiyorum. Eğer bu kavramların tam anlamlarını, birbirlerinden farklarını, ve az sonra okuyacağınız paragrafın arkasındaki mantığı daha iyi anlamak isterseniz, yan sitemiz AltEvrren Gurme için yazdığım şu yazı, tüm sorularınızı cevaplayacaktır diye tahmin ediyorum:

Fransız Çizgi Romanları: Frankofon? Franco-Belge? Bande-Dessinee!?

Ama elbette, bu yazıyı okumak istemeyenler ve / veya vakti olmayanlar için, konuyu havada bırakmayalım. Eğer, çizgi romanları “Fumetti”, “Manga”, “Comics” olarak kategorize ediyorsak, en azından bu işin bir mantığı olmalı. Bu doğrultuda ben, Fransız ve Fransız ekolünden gelen çizgi romanları tanımlamanın en iyi yolunun, “Band Dessinée” veya “BD” kavramını kullanmak olduğunu düşünüyorum.

Nedeni aslında çok basit: İtalyanlar, bütün çizgi romanlara kendi dillerinde “fumetti” diyorlar. Biz, onların “çizgi roman” anlamına gelen kelimesini alıp, sadece onların çizgi romanlarını ifade edecek bir terim olarak dilimize katıyoruz. Aynı şekilde Amerikalılar, İngilizler, her türlü çizgi romana “comics” diyor. Biz, aynı şeyi yapıp, “comics”e “Amerikan Çizgi Romanı” gibi bir anlam yüklüyoruz.

Eğer bizim çizgi roman coğrafyası tanımlama yolumuz, “O dilde çizgi roman anlamına gelen kelimeyi alıp, sadece o ülkenin çizgi romanlarını tanımlayacak şekilde kullanmak” ise, aynı şeyi Fransa örneğinde de uygulamalıyız. Fransızlar, tıpkı İtalyanların Fumetti’si ve Amerikalıların Comics’i gibi, nereden gelirse gelsin, tüm çizgi romanlara Bande Dessinée diyor. İlla bir kategorizasyon şartsa, en azından  mantık tutturmak açısından kullanılması gereken kavram bence bu olmalı – ama konuyla ilgili asıl düşüncelerim için yukarıdaki yazıyı okumanızı da tavsiye ederim.

6 – Evrensel (?) Çizgi Roman Coğrafyası

Gelelim son bölümümüze… Biz çizgi romanları “Fumetti / Comics / BD / Manga” diye dörde ayırıyoruz. Peki dünyada durum nasıl? Çizgi roman coğrafyasına “evrensel” yaklaşım ne durumda?

Önce koyduğum (?) ile başlayalım. Çizgi roman coğrafyasına evrensel bir bakış açısından yaklaşmak aslında çok zor, çünkü çizgi roman ekollerini kesin ve net olarak yukarıdaki dörtlüye bölmek sadece bizde olan bir durum. Çizgi roman coğrafyası bizim sitelerimiz ve forumlarımızda önemli bir kategorizasyon aracı olarak kullanılırken, dünyada aslında pek kullanılmıyor. Bir başka deyişle, Türkiye’de bir çizgi roman forumuna girip, bölümlerin yukarıdaki dörtlüye göre ayrıldığını görmemeniz daha zorken; örneğin İngilizce bir forum sitesinde, coğrafi bir kategorizasyon beklemeniz de yine yanlış bir beklenti oluyor.

Fakat elbette bu tarz kullanımlar var. Tahmin edebileceğiniz gibi, Marvel ve DC ile dünyanın neredeyse her bölgesine hitap eden, kendi kendini haftalık / aylık bir düzenle götürebilen Amerikan Çizgi Romanları, dünyanın en büyük çizgi roman ekollerinden biri olarak görülüyor. Yaygın anime kültürü ve sadık hayran kitlesiyle, Japonya’nın Manga’sı da aynı durumda. Bu ikiliye, elbette Kanada ve İngiltere gibi, çizgi roman açısından Amerika’nın etki alanında olan ülkeleri; veya Manhwa adı verilen eserleriyle Manga’ya benzer çizgi romanlar üreten Kore gibi ülkeleri eklemek de mümkün.

Yazı içinde “Comics” ve “Manga”dan sonra üçüncü büyük ekolün Fransız çizgi romanı olduğunu söylemiştim. Yalnız, yabancı sitelerde bu şekilde bir kategorizasyon yapıldığında, genellikle sadece Fransa değil, “Avrupa Çizgi Romanı” diye bir tanım kullanılıyor. Fransa ve Fransız Ekolünün öne çıktığı kabul edilse de, bütün Avrupa’nın çizgi roman kültürü, bir bütün ekol olarak görülüyor; ve böylece dünyanın üç büyük çizgi roman bölgesi, doğudan batıya, Japonya, Avrupa, ve Amerika olarak gösteriliyor.

world

Bölge / Eyalet renkllendirmeleri temsilidir.

Önemli notlar şunlar: İngiltere, her ne kadar her zaman çizgi roman açısından Amerika’ya “dahil” bir ülke gibi gözükse de, bu ülkeyi Avrupa çizgi romanından tamamen soyutlamak da mümkün değil. Haritada göreceğiniz gibi, temsili olarak Britanya’yı her iki renkte de işaratledim – ki bu tarz kategorizasyonların aslında neden “kesin doğrular” etrafında kurulamayacağının da güzel bir göstergesi bu.

Aynı şekilde, Kanada’nın doğusunda kalan Quebec eyaleti de, aradaki okyanusa rağmen, bu kültüre, özellikle de Fransız çizgi romanına çok daha yakın olarak üretim yapılan bir bölge. Orayı, üretim açısından ele alarak Avrupa renkleriyle işaretledim – ama tabi bunu da kesin bir gösterge olarak yapmıyorum – sonuçta Quebec Kanada’nın bir parçası ve Amerikan çizgi romanları bölgede hem üretiliyor, hem de tüketiliyor.

Bununla birlikte, bir özel dosyanın daha sonuna gelmiş oluyoruz.

Kısa bir özet geçmek gerekirse, Türkiye’de son derece yaygın olarak kullanılan çizgi roman kategorizasyon sisteminin, aslında dünyanın geri kalanında varolmayan bir sistem olduğunu, ve sadece bize ait bir mantık olduğunu göstermeye çalıştım – bunun mantığını daha iyi anlatabilmek açısından da, hem “Fumetti”, “Comics” gibi, kullandığımız kavramları, bu kavramların yurt dışında kullanılıp kullanılmadığını, hem de ülkemizde çok okunan çizgi romanların, dünya içindeki rollerini açıklamayı denedim.

250px-Ginko

Daha sonra, yurt dışında çizgi romana nasıl bir coğrafi yaklaşım olduğu sorusuna, ve çok ucundan da olsa, objektif bir kategorizasyon olup olamayacağı meselesine değindim. Bu tabi hakkıyla cevaplanması bırakın bir özel dosyayı, belki de akademik bir kitap gerektiren bir soru – ama en azından, bu konunun basit bir konu olmadığını, dünya genelinde Avrupa – Amerika – Japonya çizgi romanları gibi üçlü bir ayrım mevcut olsa da, bunun pek çok açıdan doğru, ama pek çok açıdan da kesin ve net olmayan bir ayrım olduğunu göstermeye çalıştım.

Açıkçası, asıl amacım da zaten bu “kesin ve net olmama” durumunu göstermekti. Türkiye’de kullandığımız mantık, çok yerleşmiş olduğundan, pek çok okur bunu dünya çizgi romanın kesin bir gerçeği olarak yorumlayabiliyor: Yazının yazılış amaçlarından biri de, bu algıyı düzeltme isteğiydi.

Şunun özellikle altını çizmek istiyorum: Elimizdeki konu kolay kolay objektif ve kesin olarak değerlendirilebilecek bir konu değil. Bu yüzden, bence yapılabilecek en iyi şey, hem kendi kullandığımız sistemi, hem de yurt dışında kullanılan sistem ve sistemleri, artılarıyla, eksileriyle ve nedenleriyle tanımak; yeri geldiğinde hepsini kullanabilecek bilgi seviyesine sahip olup, öte yandan hiçbirine muhtaç da olmadan, objektif değerlendirmeler yapabilecek bir tutum yakalayabilmek.

Bu yazının, bu amaç doğrultusunda faydalı olacağını umuyorum.