Geçtiğimiz bölümde Jesus, Hilltop’a Negan’a karşı yapılacak saldırı için asker toplama niyetiyle geri dönmüştü. Her şey Jesus’ın istediği gibi gelişirken Kal, görev yerinden ayrılmıştı ve Jesus onun ihanet edebileceğinden şüphelenmişti.
Jesus, Earl’e Kal’ın tam olarak ne kadar zaman önce ayrıldığını soruyor. Earl, 45 dakika kadar olduğunu söylüyor. Jesus oradan ayrılırken Maggie ona durmasını söylüyor. Maggie, neler döndüğünü soruyor. Jesus, bütün planlarını Kal’a anlattığını söylüyor. Maggie, Kal’ın Savior’ları uyaracağını söylüyor ve Jesus’a nereye gittiğini soruyor. Jesus bir ata biniyor, Kal’ın 45 dakika kadar önde olduğunu ama yine de ona yetişmeye çalışacağını, onu durdurması gerektiğini yoksa herkesin öleceğini söylüyor.
Bu sırada kurşun imalathanesinde Eugene ve Rick konuşuyor. Rick planlarını Eugene’e anlatmış. Eugene ne diyeceğini bilemiyor konu hakkında. Rick, bu olacaklardan sonra o delinin kendilerine krallık taslayamayacağını, olacaklardan sonra daha güvende olacaklarını söylüyor. Rick, Eugene’e kendisini anlayıp anlamadığını soruyor, bir savaşa doğru gittiklerini söylüyor. Rick, Eugene’in yaptığı kurşunların öneminin arttığını, o kurşunların kendilerine gerekli olduğunu söylüyor.
Eugene, yaptığı kurşunların “insanlara” yardım amacıyla yapıldığını, zombilere karşı kullanmaları için bu kurşunları yaptığını ve hatta ileride Savior’lara ödeme için bu kurşunları onlara verebileceğini düşündüğünü, yaptığı kurşunların insan öldürmek için kullanabileceğini düşünmediğini söylüyor. Rick, o “insanların” kendilerini öldürmek istediğini söylüyor. Eugene, Rick’in dediklerini değerlendireceğini, düşünecek çok şey olduğunu söylüyor. Rick, Eugene’e düşünmeye şimdi başlaması gerektiğini, çok fazla düşünmek için zamanı olmayacağını, her şeyin çok hızlı geliştiğini söylüyor.
Rick oradan ayrılıyor, Kingdom’a gitmek için küçük bir takım toplamış kendisine. Andrea, Carl, Michonne, Heath ve Aaron var takımda. Heath, Rick’e geç kaldığını söylüyor, gün ışığını harcadıklarını acele etmezlerse bir şeyler bulmak için zamanları kalmayacağını söylüyor. Rick bir şeyler bulmak için yola çıkmadıklarını “The Kingdom”a gideceklerini söylüyor. Heath, “The Kingdom”ın ne olduğunu soruyor. Rick yolda anlatacağını söylüyor.
Jesus’a geri dönüyoruz. Kendisi atıyla Kal’ın peşinden gitmeye devam ediyor. Kal’ın arabasını buluyor. Jesus, Kal’a onun burada olduğunu bildiğini söylüyor. Kal, onun geldiğini 1,5 kilometre önce anladığını söylüyor. Jesus sesin yere geldiği yere doğru oradan çıkıp kendisiyle konuşması gerektiğini söylüyor. Kal, Jesus’a işler çirkinleşmeden ayrılmasını, ona zarar vermek istemediğini söylüyor. Jesus hiçbir yere gitmeyeceğini bağırarak söylüyor.
Kal, Jesus’a karşı mızrak atıyor, Jesus mızrağı tek eliyle yakalayıp diziyle kırıyor ve Kal’a dışarı çıkmasını söylüyor. (Badass Jesus) Kal elleri havada çıkıyor ve onun böyle mızrak kırması sayesinde bu savaşı kendisinin başlamadan bitireceğini söylüyor. Jesus ona ne halt yediğini soruyor ve deli olup olmadığını soruyor.
Kal kendisinin düzgün düşünen tek kişi olduğunu, yeni grup (Rick’lerin grubu) sayesinde onun deli gibi davrandığını söylüyor. Jesus, Rick’in grubundaki insanların savaşçı olduğunu, uzun zamandır bekledikleri grubun bu olduğunu, artık Negan’ın nerede yattığını bildiğini, onların kaç kişi olduğu hakkında az çok bir fikirleri olduğunu ve Kingdom’ın kendi taraflarında olduğunu söylüyor.
Kal, Jesus’a kendilerine sormadan böyle herkes adına onun karar alamayacağını, herkese söylemeden kendilerini böyle bir savaşa sürüklememesi gerektiğini, insanların hayatlarının söz konusu olduğunu söylüyor. Jesus, Savior’ların tehlikeli olduğunu bildiğini, kendisinin Gregory’nin onlarla yaptığı anlaşmadan memnun olmadığını ve onun da bu anlaşmadan memnun olmadığını bildiğini söylüyor. Kal, anlaşmanın kötü de olsa işe yaradığını, onun Hilltop’daki herkesin hayatını riske etmesine izin vermeyeceğini söylüyor.
Jesus, Savior’ların David, Crystal ve Andy’i öldürdüklerini ve Ethan’ı Gregory’i öldürmek için geri gönderdiklerini, Savior’ların bunu yapmalarının nedeninin Hilltop’dakileri korku içinde bırakmak için olduğunu söylüyor. Rick, Kal’a saçmalamayı kesmesini ve kendisine güvenmesini, kendilerine zarar verecek hiçbir şeye izin vermeyeceğini söylüyor. Jesus, Kal’a Savior’lara gelmeleri için ne zaman işaret gönderdiğini soruyor.
Kal, Savior’ların geldiğini görüyor. Arabadan iniyorlar, dört kişiler. En öndeki Savior ne konuştuklarını soruyor. Savior kendilerinin işareti gördüğünü, buluşma için geldiklerini ve şimdi neler döndüğünü öğrenmek istediklerini, ikisinin kendilerine bön bön bakmayı kesmelerini ve ne söylemek için geldiklerini soruyor. Kal, konuşan Savior’un isminin Connor olduğunu bildiğini, onlarla konuşmak istemelerinin nedenini söyleyecekken Jesus onun yerine konuşmaya başlıyor. Jesus, biraz gergin olduklarını, onlara verecekleri üründe azıcık açık olduğunu, çok fazla hasat elde edemediklerini, bunu bildirmek için buluşmayı ayarladıklarını söylüyor.
Connor, onların verecekleri üründe açık olup olmadığını soruyor. Jesus, açık olduğunu söylüyor. Connor, Jesus’ın yakınına geliyor ve onun yüzüne karşı bağırarak ürünü almak için gelecekleri zamana daha dokuz gün olduğunu, açığı kapamalarını söylüyor ve Jesus’ın karnına yumruk atıyor. Connor ve diğer Savior’lar ayrılırken Connor, yumruğu onların kendisinin zamanını harcadığı için attığını söylüyor.
Savior’lar ayrılıyor. Kal, Jesus’ı yerden kaldırıyor ve her şeyi berbat ettiğini söylüyor. Onları az önce gelirken gördüğünde korktuğunu, kendisi için herkes için korktuğunu söylüyor ama artık onlardan korkmadığını, birazcık da olsa korktuğunu ama onlara karşı nefretinin daha ağır bastığını, Savior’ların kendilerine karşı yaptıkları her şeyden, onların koparıp aldıkları her şeyden nefret ettiğini söylüyor. Kal, bir şeyleri değiştirebilirlerse, bu olanlara bir dur diyebilirlerse, en azından deneyebilseler bir şeylerin değişeceğini söylüyor.
Jesus, Kal’ın bunları önceden etraflıca düşünmesi gerektiğini, ölümden döndüklerini söylüyor. Kal, olanları ikisi arasında tutmak istediğini söylüyor. Jesus sadece ona sinirli bir şekilde bakıyor.
Bu olanlardan sonra Rick’lere geri dönüyoruz. Araca eskortluk eden iki atlı asker var. Heath gördüklerine şaşırıyor, şövalye gibi davranmalarına ve yaşadıkları yere “krallık” demelerine inanamadığını söylüyor. Araçtan iniyorlar. Carl, Kingdom’ı beğendiğini söylüyor. Rick, onun daha bir şey görmediğini söylüyor. Rick, beklemeleri gerektiğini onların formalite icabı karşılama yaptıklarını söylüyor.
Michonne, Kingdom’ın garip bir yer olduğunu söylüyor. Andrea bu arada Ezekiel ve kaplanı Shiva’yı görüyor. Andrea evcil bir kaplan gördüğü için şaşırıyor. Ezekiel, ileride olacak saldırı için Rick’in erkenden yanında askerlerle geldiğini, uzun süre olmadan karşısında böyle askerlerle toplanmasının takdire şayan olduğunu söylüyor. Ezekiel, bir kral gibi abartılı konuştuğu için, Michonne onun dalga geçiyor olduğunu düşündüğünü söylüyor.
Ezekiel, Michonne’un elini tutup öpüyor ve onu kast ederek “adil bakire”yi neyin rahatsız ettiğini soruyor. Michonne, elini çekiyor ve kendisine dokunmamasını söylüyor. Ezekiel, onun The Kingdom’ın surları içerisinde kendisine saygısızlık ettiğini bunun kendisine hakaret olduğunu söylüyor. Michonne kılıcını çıkarıyor ve saygısızlığın onun endişeleneceği son şey olduğunu söylüyor. Kaplan Shiva kükrüyor.
Ezekiel, Shiva’yı sakinleştiriyor. Ezekiel, Michonne’a karşı davranışlarından dolayı onun kendisini affetmesini söylüyor. Ezekiel, iki grubun müttefik olmasını istediğini, ortak düşmana karşı birleşmelerini, birlikte çalışmanın kendileri için gerekli olduğunu söylüyor ve Michonne’a silahını indirmesini söylüyor. Michonne, önce onun silahını indirmesini söylüyor. Ezekiel, kaplanının kendisinin silahı olmadığını söylüyor ve değneğinin içinden uzun ince bir kılıç çıkartıp Michonne’un samuray kılıcına vuruyor ve kendisinin silahının bu olduğunu söylüyor.
Ezekiel ona sakin olması gerektiğini sadece kendisininkinin daha büyük olup olmadığına görmek istediğini söylüyor ve kendisininkinin daha küçük kaldığını söylüyor. Ezekiel onları içeri davet ediyor, evlerindeymişçesine rahat olmalarını ve bu saçmalığa bir son verip ziyafete katılmalarını söylüyor.
Ezekiel, kaplanını kafese koyarken Rick ona Jesus’ın Hilltop’dakilerle gelip gelmediğini soruyor. Ezekiel, gelmediklerini onlarda her şeyin daha yavaş geliştiğini söylüyor. Rick, Dwight’ı soruyor. Ezekiel, onun kimseye fark ettirmeden yerine geri döndüğünü, bu ileride gerçekleşecek çarpışmada “Saviors” denen bu ejderhanın başını kesmek için Dwight’ın fırsatı olduğunu söylüyor. Dwight’ın bu yapacağı ile çatışmayı sonlandırmak için büyük bir adım atacaklarını söylüyor. Rick, Dwight’a güvenip güvenemeyeceklerini soruyor. Ezekiel, kötü yaralanmış Dwight’ın Savior’lar tarafında olmak yerine kendi taraflarında olması için daha fazla nedeni olduğunu söylüyor. Ezekiel, Rick’e gelmesi gerektiğini ziyafete kendisi olmadan başlanmayacağını söylüyor.
Ezekiel ziyafetin yapıldığı büyük salona geçiyor ve onlar için kestikleri boğayı yemeğe başlamalarını, yarından sonrasında savaşa gideceklerini söylüyor. Andrea, Rick’e Ezekiel’ın çok abartılı olduğunu söylüyor. Rick, bu konuda ona katıldığını ama Jesus’ın ona güvenmesinden dolayı kendisinin de ona güvendiğini söylüyor. Ezekiel, yeni dostlara ve eski düşmanların sonu için kadeh kaldırıyor.
Ziyafetten sonra Michonne, eskiden okul olan binanın botanik kısmına çıkmış, balkondan dışarı bakıyor. Ezekiel onun yanına geliyor ve onun kendisinin bütün krallıkta en sevdiği yeri bulduğunu söylüyor. Michonne, kral gibi davranmayı kesmesini söylüyor. Ezekiel, Michonne’a onun nasıl kılıcı tuttuğunu gördüğünü, o kılıcı tutuşundan onu kullanmayı bildiğini anladığını ama normal yollarla öğrenmediğini, onun o kılıcı eskrim kılıcı gibi tuttuğunu söylüyor. Ezekiel kendisinin “kral”ı oynaması gibi onun da “samuray”ı oynadığını söylüyor.
Ezekiel, insanların takip edecek, onları güvende hissettirecek birine ihtiyacı olduğunu, güvende hisseden insanların daha yararlı olduğunu söylüyor. Ezekiel, insanların yanında kaplan gezdiren bir adam hakkında abartılı hikâyeler anlatıp, isimi yücelttiklerini söylüyor. Bu balonun adamın kaplanla güreşerek onu yendiğini ve onu evcilleştirdiğini söyleyen hikâyelerin şişirdiğini, bu balonu kendisinin patlatacak kişi olamayacağını söylüyor.
Ezekiel, Shiva’nın hayvanat bahçesinde sergilendiği yerden hendeğe doğru düştüğünü, veterinerlerin onu kurtarmak için gelirken kendisinin ona yardım için yanına gittiğini, Shiva’nın o sırada bacağının boydan boya açılıp kanadığını söylüyor ve kendisinin ona yardım ederken Shiva’nın kendine pençe darbesi vurarak karnına pençe attığını söylüyor ve karnındaki yarayı gösteriyor. Ezekiel, pençeyi karnına yemeden önce gömleğini onun yarasına sardığını kanamayı durdurup onun hayatını kurtardığını söylüyor.
Ezekiel eskiden hayvanat bahçesinde çalıştığını, Shiva’nın doğumunu gördüğünü, Shiva’yı daha küçük bir kedi kadarken elinde tuttuğunu söylüyor. Ezekiel çevrede bir kaplan gezdirmenin çok riskli olduğunu bildiğini, bir kaplanın neredeyse on insan kadar yediğini, daha kötüsü onu kontrol etmek için tuttuğu zinciri Shiva’nın kırabileceğini ve hatta direkt onun elini parçalayabileceğini ama Shiva’nın bunu yapmadığını söylüyor.
Ezekiel her şey yeni başladığı zamanlarda çok fazla şey kaybettiğini, hayvanat bahçesine gittiğinde Shiva’yı kafesinde aç bir şekilde kendisi gibi yapayalnız bulduğunu söylüyor. Ezekiel, dünyada sevdiği tek canlının Shiva olduğunu söylüyor. Shiva’nın kendisini koruduğunu, kendisine yardımcı olduğunu söylüyor. Ezekiel, eskiden halk tiyatrosunda oynadığını, kral Ezekiel karakterinin de oradan geldiğini söylüyor. Gerçekten isminin Ezekiel olduğunu da ekliyor.
Ezekiel aslında bunları söylememesi gerektiğini ama ona güvendiğini ve onu “sevimli” bulduğunu (Michonne bitmiş, önceki yazılardan birinde söylemiştim tekrar söylüyorum, Michonne ölmeli artık) söylüyor. Ezekiel en baştan başlayabileceklerini söylüyor, elini uzatarak isminin Ezekiel olduğunu, onunla tanıştığı için memnun olduğunu söylüyor. Michonne da onun elini sıkıyor isminin Michonne olduğunu söylüyor. Ezekiel oradan ayrılırken Michonne’a iyi uyumasını ertesi sabah onu göreceğini söylüyor.
The Sitting Dead ile Ölü Muhabbetler
Bölüm genel olarak önceki bölüm gibi savaşa zemin hazırlayan bir bölümdü. Negan bölümde olmadığından sıkıcıydı, Jesus ile Connor arasında olanlar birazcık da olsa heyecanlıydı, savaş öncesi bir terslik olabilirdi.
Kal hakkında da şunu söylemek istiyorum, Kal’ın peşinden Jesus gibi mantıklı biri gitmeseydi onun yerine Rick gitseydi, Kal ona saldırdıktan sonra Kal “Bu savaşa son vereceğim” falan filan deseydi Rick onu yüzünden vururdu. Sırf planlarına köstek olacak diye Rick onu vururdu. Martinez’e karavanla çarpıp onu boğarak öldürdüğünden beri daha da değişti, daha vahşileşti ve duygusuzlaştı. Martinez’in amacı da Woodbury’deki çocuklara, kadınlara daha güvenli bir yer sağlamaktı, hapishaneye Governor’ı getirmeyecekti bile ama işte bencil olduğunu ve sadece kendini düşündüğünü bir sürü örnekle açıklayabileceğim Rick onun da işini bitirdi. Neyse Rick’in ileride yapılacak savaşta sevdiklerinin ölmesi dileğiyle Rick konusunu kapatıyorum.
Ezekiel ve Michonne konusunda, Ezekiel’ı yakından tanımamızın güzel olduğunu düşünüyorum. Kendisinin bu savaşta öleceğini de düşünüyorum. Michonne ise zaten Michonne değil artık, yumuşak bir kadın oldu iyice, Ezekiel’a karşı sinirli davranırken hemen yumuşadı. Geçen bölümlerden birinde de Heath’e özür diledi zaten. Michonne bu değil lan. Bu yeni Michonne ölmeli diyorum, Michonne konusunu da kapatıyorum.
Gelecek bölümün (Issue 111) kapağı ve ondan sonraki bölümün (Issue 112) kapağı şu şekilde. Gelecek bölümde umarım birazcık da olsa aksiyon olur. Benim incelemem burada bitiyor, gelecek bölümde görüşmek üzere.
“Lucille çok kıskanacak”
“Carl ve Andrea olanaksız ile karşılaşacak”