Diğer Marvel Filmleri

The Amazing Spider-Man 2

asm2filmiiiSpidey’nin film hakları tamamen Sony’ye geçtiğinde ve seri sıfırlandığında, yeni seriye oldukça önyargıyla yaklaşmıştım. Önyargımın önemli bir kısmını da hikayenin yeniden başlatılması, spesifik olarak da, kardeşimin “Abi aynı film, farklı oyuncular” yorumu oluşturuyordu. Şu kadarını söyleyeyim, bu önyargı, beni The Amazing Spider-Man’in ilk filmini bir iki ay öncesine kadar izlemekten alıkoydu. 

Fakat ikinci filmin yaklaştığını öğrenince, dedim ki önyargılarımı bir kenara bırakayım, bir bakayım Sony nasıl bir iş çıkarmış. Bir iki ay önce ilk filmi izlediğimde de oldukça beğenmiştim açıkçası. Bu beğenimin temelinde de hikayenin sıfırlanırken mantıklı bir tercihle Spidey’nin köklerine dönülerek ilk aşkı Gwen Stacy’nin hikayeye dahil edilmesi, ve Andrew Garfield’la Emma Stone başta olmak üzere sağlam oyunculukların varlığı oldu. Bugün de 2. filmi izledim, ve sizler için yorumlamaya giriştim.

 Öncelikle şunu söyleyeyim, 2. film, ilkinden de daha olmuş, ve Raimi’nin serisinin de üzerine çıkmayı başarmış bir film olarak karşıma çıktı. Bu başarının önemli kısmında da az önce değindiğim oyunculuklar yatıyor. Garfield ve Stone yine gayet iyi, Sally Field da May Yenge rolüyle, Ben Amca’nın olmadığı durumda Peter’ın hayatındaki yerini vurgulamayı gayet iyi başarmış. Hatırlarsanız ilk filmin çoğunda Ben Amca hayattaydı (Martin Sheen de gayet başarılıydı bu arada ilk filmde Ben Amca olarak). Bunun dışında Jaime Foxx Electro rolünde ve Dane DeHaan Harry Osborn rolünde harikalar yaratmış. İlk filmde de Doc Connors/Lizard rolünde Rhys Ifans gayet güzel bir iş çıkarmıştı. Fakat bu filmi ilk filmden de başarılı bulmamın temel sebebi görsel olarak daha doyurucu olması. 

Görsel olarak doyuruculuktan kastım Spider-Man dinamiğini yansıtmadaki beceri. Bunu şöyle açıklayayım, bazı filmler 3D izlenmeli, bazı filmler ise 3D izlenmemeli –veya direk 3D çekilmemeli–, buna eminim katılacaksınızdır. Örneğin CA:TWS filminin 3D olmasının hiçbir anlamı yoktu. Fakat Spider-Man filminin 3D olmasının bir anlamı var. Çünkü Spidey’nin çatılardan çatılara uçarken, kötü adamlarla hızla ve çeviklikle, sağa sola sıçrayarak dövüşürken 3. boyutun yansıtılması filme bir anlam katıyor. Filme girmeden önce gittiğim sinemada keşke 3 boyutlu olmasaydı diyordum (her zamanki 3 boyut sıkıntılarından dolayı) ama filmden çıktıktan sonra iyi ki 3 boyutlu izlemişim dedim. Bu da görüntü yönetmeninin ve teknik ekibin başarısı. Spidey’nin o dinamik dünyası bu filmde ilkinden de güzel aktarılmış. 

asm2filmv

Beğendiğim diğer noktalara değinecek olursam, Electro’nun filmin ana kötüsü olması ve Electro’nun görsel ve hikayesel potansiyelinin iyi yansıtılması hoşuma gitti. Elektriği kontrol edebilen bir kötü adam olarak Electro’nun hem yıkım potansiyeli çok fazla, hem de bu yıkım esnasında ortaya çıkabilecek görsel sahnelerdeki potansiyel çok fazla. Hepsi iyi kotarılmış ve ortaya bir görsel şölen çıkmış. Jaime Foxx’un role kattıkları da işin cabası. Önce Spider-Man hayranı, garip elektrik mühendisini, daha sonra da güçleri yüzünden çıldıran adamı gayet iyi yansıtmış. 

Her ne kadar DeHaan Harry Osborn ve Green Goblin rolünün hakkını verse de Goblin hikayesinin biraz aceleye getirildiğini düşünüyorum. Bu filmde Goblin aslında sadece doğdu, asıl rolü diğer filmlerde olacak, burası belli. Bu da mantıklı bir hareket. Fakat Goblin-Gwen Stacy hikayesinin bu filme adapte edilmesi, her ne kadar çok güzel bir şekilde adapte edilmiş olsa da, Gwen’deki hikaye potansiyelinin harcanması anlamına geldi, gönül isterdi ki Emma Stone’u bir filmde daha doya doya izleyelim, Peter’ın da Gwen trajedisinin hakkı verilsin. 

Yine Gwen’den devam edecek olursak, aslında Peter’ın trajedisini hakkıyla yansıtmayı başardılar bu filmde. Fakat aralarındaki ilişkiyi biraz daha ilerletip, sonrasında bu trajediyi ortaya koysalardı, daha da etkileyici olurdu diye düşünüyorum. Gerçi şu haliyle de gayet etkileyiciydi, özellikle de Gwen’in babasının geçen filmdeki kaybını ve son anlarında Peter’a uyarısını düşündüğünüzde Gwen hikayesi güzel bir şekilde yantısıldı bence. Ama dediğim gibi, Emma Stone’u biraz daha bu rolde izleyebilsek çok daha güzel olurdu. Mesela bu senaryoyu aynen alıp, 3. filmin ilk yarısına monte etselerdi, ilk yarıda Gwen-Peter ilişkisi tamamen olgunlaşır ve Gwen’in kaybı daha trajik bir hale gelir, 2. yarısında da önce Peter’ın yasını daha uzunca izler, sonra da Goblin, Rhino veya gelebilecek diğer kötü adamlarla mücadelesini izler, Gwen’in kaybını daha çok özümserdik. Spider-Man’in 50 yıllık macerasında Gwen Stacy’nin çok önemli bir yeri var çünkü. Gelmiş geçmiş en trajik hikayelerden biri bana kalırsa. Bu filmin tam sonuna denk geldiği için, Peter’ın yası biraz havada kaldı gibime geliyor. 

Bu arada film, Peter Parker’ın yer yer karanlık, trajik, yer yer de komik havasını gayet güzel yakalamış. Dövüş sahnelerinde klasik Spidey mizahı tam kararında. Film, Peter’ın ailesinin ölümü, Ben Amca’nın ölümü, May Yenge’sinin hayat mücadelesi, Gwen’in ölümü gibi trajik sahnelerde de günümüz süper kahraman filmlerinin karanlık havasından uzak kalmamayı, komik sahnelerle de dengeyi yakalamayı gayet güzel başarmış. 

Hikayenin Richard/Mary Parker ve Norman Osborn kısmına değinecek olursak, Richard ve Mary’nin hain ilan edilmesi, sonrasında Peter’ın bunun böyle olmadığını keşfi fikri (yeni serimizin de atmosferini yakalamaya çalıştığı) 90’ların Spider-Man animasyonunda da işlenmiş bir fikir. Bu fikre Norman Osborn’un dahil edilmesi mantıklı bir hareket olmuş. Zaten bütün hikayenin Oscorp/Osborn ailesi etrafında dönüyor olması, MCU’da SHIELD’ın tüm hikayeleri birbirine bağlamasına benzetilmiş ve oldukça akıllıca olmuş. 

Tabi Norman Osborn’u ilk filmde hiç görmememiz, bu filmin de başında ölmesi bende Marvel ve Sony arasında Norman’ın MCU’ya geçmesine dair bir anlaşma mı var şüphesi yarattı. Iron Patriot ve Osborn Tower’ı MCU’dan hatırlarsınız. MCU’da bir de Dark Reign izleme ihtimali hoşuma gidiyor açıkçası. En azından, bu filmle çok net gördük ki Sony’nin franchise’ında Norman’ın rolünü Harry üstlenecek, bunu kesin olarak söyleyebiliyoruz. 

asm2filmi

Bu arada Credits arasında yeni X-Men filmi Days of the Future Past’tan ufak bir sürpriz sahne vardı. Fox’la Sony birbirleriyle paslaşmak konusunda bir anlaşmaya varmışlar herhalde. Buradan da bir işbirliği, bir ortak macera ihtimali çıkar mı ki? 

Biraz da serinin geleceğini konuşalım. Oscorp sahnelerinde Alistair Smythe ismi dikkatinizi çekmiştir. Smythe da Spidey hikayelerinde önemli yer oynayan figürlerden biri, bunu özellikle yine 90’ların Spider-Man animasyonundan hatırlayabilirsiniz. Ben Smythe’ın ileriki filmlerde Spidey’nin başına türlü türlü bela açmasını bekliyorum, özellikle de filmin sonunda Harry’nin kurduğu kötü adam ekibinde (Sinister Six’e yol yapıyorlar, belli) önemli bir yer alabilir. 

Aynı şekilde Harry’nin asistanı Felicia da filmin geleceği için önemli noktalardandı. Bildiğiniz üzere Spidey’nin dünyasında en önemli Felicia, Black Cat olarak tanıdığımız Felicia Hardy, Spidey’yle romantik bir geçmişi de var üstelik. Peter’ın asıl aşkı Mary Jane Watson muhtemelen önümüzdeki filmde karşımıza çıkacak, fakat Felicia’nın da bir noktada Peter’ın hayatına dahil olup kafasını karıştırmasını beklemek mümkün. 

İki paragraf önce ucundan değindiğim Sinister Six mevzusu da önemli bir nokta. Rhino’nun olaya dahil olduğu sahneden hemen önce, Vulture ve Doc Ock kostümlerini de gördük, bu da serinin hızla Sinister Six’e doğru evrileceğinin bir kanıtı olsa gerek. Geçen filmin Lizard’ı, ayrı filmi çekileceğini bildiğimiz Venom, 2. filmin tanıtımları sırasında kurulan viral sitede ipucu verilen Carnage falan da derken Sony Spidey kötülerinden Sinister Six bağlamında bir çeşit kötü-Avengers yaratmaya çalışıyor. Fena da olmayacak gibi bana kalırsa. 

asm2filmii

Ama tabi daha güzeli, Sony’yle Marvel’ın bir şekilde anlaşıp evrenlerini birleştirmeleri ve Spidey’nin Avengers’a katılması, bu kadar çok potansiyeli olan Spidey-kötü adamının da MCU’da Avengers’ın başına bela olması olurdu. Fakat MCU’nun gideceği kozmik yönün yanında Spidey ve Sinister Six oldukça dar kapsamlı kalacak gibi duruyor, o yüzden ayrı ayrı durmaları belki de daha hayırlı. 

Rhino demişken, kendisinin tasarımı daha gerçekçi de yapılmış olsa, gözüme çok garip gözüktü. Daha önce dediğim gibi, bu filmde Rhino olmasa da olurdu bence. Fakat Rhino mevzusu Spidey’nin dönüşüne güzel bir şekilde dahil edilmiş. Burada da Spidey kostümü giyerek korkutucu devin karşısına çıkan küçük kardeşimizin önemli bir katkısı var. Spidey’nin insanlara verdiği umudu vurgulamakta başarılı bir kurgu oldu bu kardeşimizin kullanımı. 

Son olarak da Spidey’nin kostümüne değinmek istiyorum. Sinemada şimdiye kadar orijinaline en sadık, adeta çizgi romanlardan fırlamış gibi gözüken bir kostüm olduğu yönünde internet camiası hem fikir olmuş durumda. Ben de kostümü ilk filmdekinden daha çok beğendiğimi söyleyebilirim. Tasarımcıların eline sağlık. 

Bir sonraki filme kadar, hepinize bol Spidey’li günler diliyorum sevgili okurlar.