Farklı Tatlar

Shirtless Bear-Fighter # 1

sbf1Shirtless Bear-Fighter’ın ismini ilk gördüğümde bunu daha ufak çaplı yayınevlerinden birinden çıkacak, tamamen geyik amaçlı bir çizgi roman zannetmiştim. Bir süre önce cildini satın aldığımda, bu düşüncenin yalnızca yarısının doğru olduğunu gördüm.

Shirtless Bear-Fighter, yayın yelpazesini her geçen gün zenginleştiren Image Comics tarafından yayımlanmış bir eser. Bu nedenle çizgi romanın ufak çaplı, kıyıda köşede kalmış bir yayıncı tarafından çıkarılması gibi bir durum yok.

Ama elbette, Türkçeye sanırım en uygun “Üstsüz Ayı Savaşçısı” olarak çevrilebilecek başlığından da rahatlıkla anlayacağınız gibi, bu tamamen geyik amaçlı, bomboş, dakikalar içinde okuyup bitirebileceğiniz bir çizgi roman.

Tüm Image Comics incelemelerinde olduğu gibi, burada da yazının başlığı “cilt” numarasını işaret ediyor. Bu yazıda Shirtless Bear-Fighter’ın ilk cildine, yani ilk beş sayısına göz atıyoruz. Şimdilik serinin devamı yok.

 

Çizgi romanın yazarları Jody LeHeup ve Sebastian Girner aslında çizgi roman yazarlığından çok editörlük işleriyle tanınıyor. Sebastian Girner Southern Bastards ve Black Science gibi gayet tanınmış Image çizgi romanlarının editörü, Jody LeHeup ise Rick Remender’ın meşhur Uncanny X-Force süreci gibi önemli X-Men çizgi romanlarında aynı rolü üstlenmiş bir isim. Eserin – oldukça başarılı – çizimleri Nil Vendrell tarafından yapılmış. Bildiğim ve araştırabildiğim kadarıyla bu çizgi romandan başka yayımlanmış kayda değer bir eseri yok, ama ileride çizeceği işleri takip listeme almış durumdayım.

Aslında “editörlük” açısından düşününce, Shirtless Bear-Fighter gibi bir çizgi romanın ortaya çıkma süreci de biraz daha iyi anlaşılıyor. Çizgi roman dünyasının önemli, karmaşık, uzun serilerini düzeltmekle görevli bu iki editör, bu “ciddi” atmosferden biraz sıkılmış olacaklar ki, biriken enerjiden kurtulmak için akılamaz derecede saçma, absürt ve sadece komedi üzerine kurulu bir çizgi roman yazmaya karar vermişler.

Burada okuyabileceğiniz röportajlarında da, aslında bu durumu kendileri de ifade edip, amaçlarının yazılmış en eğlenceli çizgi romanı üretmek olduğunu söylüyorlar.

Shirtless Bear Fighter’ı kafanızda kısaca canlandırmak için, bunun aşırılara çekilmiş bir Tarzan parodisi olduğunu söyleyebilirim. Ormanda ayılar tarafından bulunan ve onlar tarafından yetiştirilen ana karakterimiz, Tarzan’ın aksine Jane’ine kavuşamıyor, çünkü (bir ayı olan) kardeşi yaptığı bir komployla sevgilisinin öldürülmesine sebep oluyor.

Bunun üzerine ayıları en büyük düşmanı belleyen Shirtless, hem onlarla savaşmaya, hem de ormanı korumaya başlıyor. Çizgi romanın merkezinde yer alan olayda ise, tuvalet kağıdı üretmek için ağaçları yok etmeye çalışan kötü karakterimiz ile Shirtless Bear-Fighter arasında amansız bir çekişme yaşanıyor.

Tabi sadece bu iki paragrafta bile işin absürt boyutlarının bazılarını fark edebilirsiniz: Çizgi romanda gördüğümüz ayılar çoğu zaman gayet medeni, kendi kurdukları kasabalarda yaşayan, ama yeri geldiğinde kardeşlerine komplo kurmaktan çekinmeyen canlılar. Ana karakterimizin adı gerçekten “Shirtless Bear-Fighter” — hatta kendisini yakın olarak tanıyanlar ona ön adıyla, “Shirtless” diyerek; o kadar iyi tanımayanlar veya onu sevmeyenler ise soyadıyla,  “Bear-Fighter” olarak hitap ediyor.

Tabi bu bahsettiğim çizgi romanın saçmalığının ufak boyutları. Yoksa her geçen sayfada giderek absürtleşen bir kurgu var – aşağıdaki “Bear – Plane” sanırım bunun en iyi örneği.

sbf3

Çizgi romanlarda, kitaplarda ve filmlerde bazen şöyle bir durumla karşılaşırsınız: Eserin adı son derece saçma gözükür, ancak içeriğinde oldukça derin şeyler vardır. Çizgi roman olarak aklıma gelen iyi bir örnek Stephen Collins’in The Gigantic Beard That Was Evil’ı.

Shirtless Bear-Figter kesinlikle böyle bir eser değil. Burada sadece ayılarla ve onları kendi çıkarları için kullanan tuvalet kağıdı üreticileriyle kavga eden bir adam var.

Beş sayılık bu çizgi roman serisi içinde, bu dediğimi boşa çıkarabilecek belki tek bir bölüm var. Aslında etkileyici bir bölüm olduğu için ondan da kısaca bahsetmek istiyorum, ama eğer çizgi romanı okumayı düşünüyorsanız, aşağıdaki iki paragrafın spoiler içerdiğini belirtmiş olayım.

sbf2

Agent Silva ve Shirtless Bear-Fighter

Kitabın orta noktalarına doğru, ana karakterlerimizden birisi, Shirtless Bear Fighter’ın ayıları durdurmak için kendilerine yardım etmesini isteyen “Agent” Silva, onu yetiştiren “Anne Ayı” ile aynı hapise düşüyor (evet, bahsettiğim “anlamlı sahne” böyle başlıyor, yapacak bir şey yok).

Anne Ayı, Ajan Silva’ya dudağının üstündeki yara izinin nereden geldiğini soruyor. Ajan Silva da çocukluk yıllarında kedisinin ağaca çıktığını, aşağıdan bağıran annesinin tüm çabalarına rağmen onu kurtarmak için peşinden tırmandığını, kediyi kurtardıktan sonra ise düşüp bir bacağını ve bir kolunu kırdığını anlatıyor – yara izi de düşüş sırasında dudağını kesen bir dal parçasından kaynaklanıyor.

sbf4

Anne Ayı’ya kısaca anlatılan bu sahne, aslında çizgi romanda daha önceden bize gösteriliyor: Çünkü Ajan Silva, annesini sözünü dinlemeyip kolunu ve bacağını kırdığı bu kazayı, ve bu kazadan kendisine kalan yara izini, ne olursa olsun kendisinden daha iyi bilenlerin sözünden çıkmaması gerektiğini hatırlatan bir detay olarak görüyor.

Birlikte çalıştığı kişilerin Shirtless’a ihanet ettiğini anladığında da, “emirleri yerine getirme” dersini çıkarmış bir ajan olarak, itaaat etmek ile doğru olduğunu bildiği şeyi yapmak arasında kalıyor.

Bu sahneyi hoş hale getiren detay şu: Hikayeyi dinleyen Anne Ayı, bu çıkarılan dersten fazla etkilenmeyip, belki de kimsenin yapmadığı bir şeyi yaparak, kediye ne olduğunu soruyor.

Cevap aşağıda:

sbf12.jpg

Bu sahnenin tek başına Shirtless Bear-Fighter’a inanılmaz bir mesaj kattığını falan söylemiyorum, ama hayatta gerçekten önemli olan şeyler konusunda Ajan Silva’nın önceliklerini değiştiren bu bakış açısı, bence boş bir fikir değil. Keza Ajan Silva da bundan sonra kahramanımızın yeni Jane’i haline geliyor.

Bu sahne dışında, tabi Shirtless Bear Fighter bomboş bir çizgi roman. Bomboş demek “kötü”, “başarısız,” “gereksiz” demek değil – ama okurken “Shirtless Bear-Fighter” isimli bir çizgi roman okuduğunuzu, tek konunun bu adı taşıyan karaktere odaklandığını anlamak, beyninizi tamamen kapatmak, ve hiçbir şey beklemeden saçmalıklara gülmeye hazırlanmak gerekiyor.

Ciddi bir konu, anlamlı bir olay örgüsü, iyi bir hikaye arıyorsanız, çizgi romanın ismi (veya ilk iki – üç sayfası) bunu yanlış yerde aradığınızı göstermeye yetmeli. Shirtless Bear Fighter’ın yazılma amaçlarından hiçbirisi bu tarz bir eser üretmek etrafında kurulmıyor.

AltEvren’i okuyorsanız ve benim bu tarz boş, eğlencelik çizgi romanlara yaklaşımımı biliyorsanız, Shirtless Bear-Fighter tavsiye edebileceğim bir eser. Ben – çok sık olmasa da – herkes için kafayı tamamen boşaltıp hiçbir şeyle uğraşmadan eğlenmenin değerli ve o kadar da kolay bulunamayan bir fırsat olduğuna inanıyorum: Böyle bir şey arayanlar için, elimizdeki ideal bir çizgi roman.

Ancak şu anda anlamlı, kaliteli bir hikayeye sahip, karmaşık, üzerinde durup düşünebileceğiniz bir çizgi roman arıyorsanız, tabi ki koşarak uzaklaşmanız gerekiyor.

 

Özetle...
[columns size="1/3" last="false"]

"Boş", eğlencelik eserleri sevenler için...

Shirtless Bear-Fighter, sadece kafanızı boşaltıp rahatlamak için okumanız gereken, boş ve eğlencelik bir çizgi roman. Nesnel olarak belki de en büyük sorun, böyle bir şey okumak için on yedi dolarlık kitabı satın almaya değip değmeyeceği meselesi...

[/columns] [columns size="2/3" last="true"]

Sevebilirsiniz...

Arada sırada kafanızı tamamen dağıtacak, hiçbir şey düşünmeden sizi güldürecek çizgi romanları okuyorsanız.

Şu anda böyle bir çizgi roman okumak istiyorsanız.


Sevmeyebilirsiniz...

Eğer okuyacağınız çizgi romanın en ufak bir anlamı, önemi, mantığı olmasını istiyorsanız.

Yarım saatlik boş bir eğlence için 17 dolar gibi bir ücret ödemek istemiyorsanız.

 

[/columns]

İnceleme sistemimiz hakkında daha fazlası için tıklayın!