Marvel Comics İncelemeleri

Secret Wars (Marvel Tarihi)

secretwarsmarveltarihi1Marvel’ın 2015 yılının ikinci yarısını tamamen kapsayan büyük hikayesi, Secret Wars, 2016 Ocak ayında yayınlanan ve aslında planlarda olmayan dokuzuncu sayısıyla sona erdi. 

Marvel’ın 2000’li yılların başından beri piyasaya sürdüğü büyük hikayeleri takip ettiğimiz Marvel Tarihi yazı dizimizin bu bölümünde, Secret Wars hikayesinde yaşanan olaylara, bunların sonuçlarına ve Marvel Evreni üzerinde ne gibi etkileri olduğuna göz atacağız.

Bu özete başlamadan, iki önemli noktayı hatırlatmakta fayda var.

 

Secret Wars her şeyden önce Jonathan Hickman’ın Avengers ve New Avengers hikayelerinde inşa ettiği sürecin doruk noktası. Dolayısıyla, bu serinin mantıklı gelebilmesi için, şu yazıda söz edilen hikaye kurgusunu ve içinde geçen kavramları (Incursion, Rabum Alal, vesaire) az çok biliyor olmanız gerekiyor. 

Yazının ilerleyen bölümlerinde, bu kavramlara ve hikaye sürecine aşina olduğunuzu varsayarak devam ediyorum. 

Aynı şekilde, Secret Wars’un daha önce eşi benzeri görülmemiş bir tie-in çılgınlığına sahne olduğu ve Marvel’ın bu hikayenin içinde geçtiği evrene altmışa yakın seri ayırdığı da unutulmamalı.

Bu bağlamda, Secret Wars gibi bir hikayenin tamamını özetlemek pek mümkün değil – bu yazı, sadece belli noktaların netleştirilmesi için yazılmış çok çok kısa bir bilgilendirme yazısı. İngilizce Wikipedia’daki Secret Wars makalesi görebildiğim kadarıyla seriyi bütün olarak özetlemeye çalışmış, bir fikir vermek açısından (benim bu yazıyı yazdığım tarihte) makalenin 45.000 kelimeden uzun sürdüğünü söylemem faydalı olabilir. Okumakta olduğunuz bu yazı bin kelimeden biraz daha uzun – dolayısıyla pek çok detay, zorunlu olarak, dışarıda bırakılmış durumda. 

Bu iki uyarının ardından, zaten gerçekleşeceğini bildiğimiz çıkış noktası ile başlayabiliriz: Secret Wars hikayesinin birinci sayısında, Marvel Evreni ile Ultimate Evreni arasında bir Incursion gerçekleşiyor, Marvel Multiverse’ü içinde hayatta kalan bu son iki evren, çarpışmanın ardından yok oluyor, ve bildiğimiz anlamıyla Marvel evren düzeni tamamen sona eriyor. 

Tabi “her şeyin yok olması” oldukça büyük çaplı bir başlangıç, ama dediğim gibi, hem Secret Wars serisinin reklamlarından, hem de Avengers – New Avengers serilerindeki gidişattan bildiğimiz bir sürecin sonu. Bu “yok oluş”tan kurtulup hayatta kalan, ve Secret Wars kurgusunun var olabilmesini sağlayan üç önemli karakter grubu var:

1 – Dr. Doom

Hickman’ın Avengers – New Avengers sürecinin en gizemli karakteri Rabum Alal, nam-ı diğer Dr. Doom, son Incursion’dan kurtulan en önemli karakter. Başından beri bunu planlayan Doom, Molecule Man’in güçlerini de kullanarak kendisine yeni bir gerçeklik yaratıyor, ve çeşitli paralel evrenlerin “son kırıntılarını” bir araya getirdiği bu kaotik dünyanın, “Battleworld”ün tanrı-kralı olarak yepyeni bir rol kazanıyor.

Doom ile ilgili ilginç bir nokta da, bu dünyayı yaratırken, kendisinin de Susan Storm ile evli olduğu bir düzen hayal etmiş olması. Susan’la evliliğinin yanı sıra, Franklin ve Valeria’yı da kendi çocukları olarak sahiplenen Dr. Doom, bir anlamda Reed Richards’ın ailevi rolünü de üstlenmiş oluyor. 

Battleworld, Secret Wars serisinin geçtiği “evren”

2 – Life Raft / Lifeboat

Oldukça makul bir şekilde “Cankurtaran Salı” olarak adlandırılan bu uzay gemisi benzeri araç, Reed Richards ve Black Panther’ın durduramadıkları bu olaylar karşısında çaresizliklerini niteleyen bir yarı-çözüm aslında. Biraz amiyane bir tabirle ifade etmek gerekirse, “Madem dünyayı kurtaramıyoruz, o halde kurtarabildiğimizi alıp kaçalım!” mantığıyla inşa edilen gemide, şu karakterler yer alıyor:

Reed Richards

Black Panther

Spider-Man (Peter Parker) 

Star-Lord

Phoenix Force ile bir kez daha birleşmiş olan Cyclops

Captain Marvel

Thor (Jane Foster) 

Serinin ilerleyen bölümlerinde önemli roller üstlenen Invisible Woman, Human Torch ve Future Foundation üyeleri de aslında gemiye biniyor, fakat kalkış esnasında ana gemiden ayrılarak yok oluyorlar – ki bu da onların Battleworld gerçekliği içinde kullanılabilmesini açıklıyor. 

3 – Cabal

Tıpkı Earth-616’daki Mr. Fantastic gibi, Ultimate Evreni’ndeki Reed Richards da kendisini kurtarmanın tek yolunun bir tür uzay gemisi inşa etmek olduğu sonucuna ulaşıyor. Avengers / New Avengers serileri sırasında yaratılan, ve kendilerini Ultimate Evreni’nde bulan Cabal’i de yanına alarak ikinci bir cankurtaran salı da o inşa ediyor, ve bu grupta da kendisinin dışında Thanos, Maximus, Black Swan, Namor, Terrax ve gemiye gizlice sızmış olan Ultimate Spider-Man gibi karakterler bulunuyor.

secretwarsmarveltarihi5

Birinci sayının ve Battleworld yaratılış sürecinin çok basit bir özeti bu şekilde. 

Serinin ikinci sayısından itibaren, Dr. Doom’un yarattığı Battleworld’ü yeni ve yerleşmiş bir statüko olarak takip etmeye başlıyoruz. Tek tanımla Game of Thrones-vari bir kurgu olduğunu söyleyebileceğimiz Battleworld’de, hem birbirleriyle, hem kendi içlerinde şiddetli sıkıntılar yaşayan çeşitli ülkeler bulunuyor. Bu ülkeler, Marvel Multiverse’ünde bulunan paralel evrenlerin son kırıntılarını temsil ediyor, ve her ülkenin “baron”u, alttan alta farklı stratejiler planlıyor olsa bile, bu dünyanın gerçek hakimi Dr. Doom’a hesap veriyor. Genel asayişi ise, bir nevi Green Lantern Corps şeklide örgütlenmiş bir “Thor Corps” üstleniyor. 

Tahmin edebileceğiniz gibi, işler eski evrenden kurtulan gemilerin keşfedilmesi ve Dr. Doom’un ikinci adamı olarak görev yapan Dr. Strange’in yukarıda listelediğim karakterleri Doom’dan kurtarmak için Battleworld’ün çeşitli bölgelerine göndermesi ile karışmaya başlıyor. 

secretwarsmarveltarihi2

Asıl Marvel Evreni ve Ultimate Evreni’nden gelen, ve dolayısıyla Doom’ın yarattığı bu dünyanın “gerçek” olmadığını gayet iyi bilen bu karakterler, serinin ilerleyen bölümlerinde Doom’u durdurmak üzere çalışmaya başlıyor. Hayatta kalan karakterlerden Cyclops’u öldürmeyi başaran, ve daha sonra ihaneti için Dr. Strange’i de “idam eden” Dr. Doom da, yarattığı dünyayı korumak için elinden geleni yapıyor. 

Doom’a karşı girilen direniş çabası ve sonuçları, genel olarak altıncı sayı ile dokuzuncu sayı arasında anlatılıyor. Bunları temel olarak dört bölme ayırıp, sonuçları ile birlikte incelemek sanıyorum en kolayı olacaktır: 

The Prophet / Maxiums

Altıncı sayıdan itibaren, o güne kadar Doom’a karşı ciddi bir aktif direniş göstermemiş olan ülkeler yavaş yavaş Battleworld’ün tanrısına karşı savaşmaya başlıyor, ve bu hareketin başında da, daha sonradan Maximus olduğunu öğrendiğimiz The Prophet adlı gizemli bir karakter yer alıyor. 

Bu direniş, Doom’un kalesi önünde ciddi bir savaşa dönüştüğünde, Doom’a sadık kalan liderler ve Thor birlikleri isyankar ülkelerin karşısında duruyor — fakat büyük savaş başladığında, Jane Foster tarafından ikna edilen Thor kitlesi de Doom’a karşı savaşmaya başlıyor. 

secretwarsmarveltarihi3

Thanos

Marvel Evreni’nin en önemli kötü karakteri listesinde Dr. Doom’un birincilik için muhtemelen en ciddi rakibi olan Thanos, burada da benzer bir rol üstleniyor. 

Yukarıda Battleworld kurgusunun Game of Thrones’u andırdığını söylemiştim. Bu doğrultuda en önemli benzerliklerden bir tanesi, çeşitli  korkunç bölgeleri dünyanın gerisinden ayıran “The Shield” unsuru. 

Thanos sayesinde, The Shield’ın yalnızca Game of Thrones’daki “The Wall” fikrinin bir uyarlaması değil, inanılmaz boyutlarda büyümüş ve güçlenmiş, ancak Doom tarafından hareketsiz kalmaya “ikna edilmiş” bir The Thing olduğunu anlıyoruz. The Thing’in yardımıyla Doom’a karşı gelmeye çalışan Thanos, oldukça epik sahnelere konu olmayı başarsa da, işin sonunda, Doom’un bu dünyadaki gücü onun için bile fazla geliyor. 

Namor / Black Panther – Infinity Gauntlet

Serinin anlatısı, Doom’a karşı en büyük ve en güçlü direniş ihtimalini Namor ve Black Panther ikilisi üzerinden kuruyor. Black Panther’ın Infinity Gauntlet’i ele geçirmesiyle, Doom’u alt etmek yönünde kayda değer bir olasılık doğuyor, ve serinin sekizinci sayısında, Panther ve Namor Maximus’un başını çekitği savaşa katılarak Doom ile yüzyüze geliyor. 

Ciddi anlamda beklenti uyandıran bu karşılaşma Doom’u zorlamayı başarıyor, fakat Infinity Gauntlet’in bile onu durduracak kadar güçlü olmadığını fark etmeye başladığımız sırada, Doom da bütün bu Infinity Gauntlet meselesinin asıl plan olmadığını, sadece bir dikkat dağıtma çabası olduğunu anlıyor. Zira asıl plan Namor ve Panther’ın Doom’u durdurması üzerine değil, bu ikilinin Reed Richards ve The Maker için zaman kazanması üzerine kuruluyor. 

secretwarsmarveltarihi7

Reed Richards / The Maker

Marvel Evreni ve Ultimate Evreni’nin Reed Richards karakterleri bir araya geldiğinde, ortaya tahmin edebileceğiniz gibi korkunç bir zeka ortaya çıkyıor, ve bu ikili, Doom’un gücünün sırrını çözerek Molecule Man’in esir tutulduğu yeri keşfetmeyi başarıyor. 

The Maker kendisine ihanet etse de, Reed Richards sonuç olarak hayatta kalmayı ve Doom ile yüzleşmeyi başarıyor, ve Marvel Evreni’nin en eski rekabeti, bir anlamda en son rekabetine dönüşüyor. Görsel şiddetten çok iki karakter arasındaki ilişkiye yoğunlaşan bir son “hesaplaşmanın” ardından, Molecule Man daha iyi bir gerçekliğin mümkün olduğuna inanarak Doom’un güçlerini elinden alıyor, ve Richards da Doom’u alt ederek Battleworld’e son veriyor. 

Yeni Marvel Evreni’nin temeli de bu şekilde atılıyor: Dokuzuncu sayının finalinde, Reed Richards’ı Marvel çoklu evrenini yeniden yaratırken görüyoruz. Ultimate Evreni ve Marvel Evreni tek bir gerçeklikte birleşip pek çok şey eskiden olduğu gibi devam ederken, Reed ve ailesi Molecule Man’in güçlerini kullanıp yepyeni bir Marvel gerçekliği yaratacak “arka plan karakterleri” olarak, Marvel mitolojisindeki yeni yerlerine alışmaya çalışıyorlar. 

secretwarsmarveltarihi8

Dediğim gibi, Secret Wars bir bütün olarak anlaşılması ve okunması çok uzun vakit alacak bir seri, ve bunu kısa bir yazıyla aktarmanın kolay bir yolu yok. Yine de, Secret Wars # 1 – 9 isimli yazı, konu hakkında biraz daha detaylı fikir sahibi olmanızı sağlayabilir: