Marvel Comics Yazıları

Neden Thunderbolts?

Evet, sitemizde ilk kez denediğimiz, “özel hafta sonu” konseptinin sonuna geldik. Bir tanıtım yazısı ve iki eğlenceli yazıdan sonra, muhtemelen bizden bekleyeceğiniz gibi, son yazımızı biraz daha ciddi bir konuya ayırıyoruz: Neden Thunderbolts?

Burada, soruyu biraz daha değiştirerek tekrar sormak istiyorum, çünkü, bence “Neden Thunderbolts?” gibi bir sorudan önce, (kabul ediyorum, daha da anlamsız olan) bir soru sormamız gerekiyor: “Thunderbolts mu?”

Buna bugün vereceğim cevap şu: Hayır. Şu an, ne “Thunderbolts” adıyla çıkan – ama burada değindiğimiz Thunderbolts ile hiçbir alakası kalmamış olan Marvel NOW dergisi, ne de “Dark Avengers” adıyla çıkan ve bildiğimiz Thunderbolts’a daha yakın olan dergi, böyle hakkında özel hafta sonu yapılmayı falan pek hak etmeyen seriler. Fakat bunun bir de öncesi var.

Belki şu ana kadar yazdığım üç yazıda da ifade edebilmişimdir, ama Civil War sırasında, Marvel Thunderbolts serisine olan yaklaşımında ufak bir değişikliğe gitti. O döneme kadar, Thunderbolts # 1 dergisiyle başlayan ve aşağı yukarı bu dergiden beri takımda olan karakterlerin anlatıldığı bir dergi olan Thunderbolts serisi, bir anda, “süper kahraman gibi gözükebilecek her türlü kötü adam” için kullanılabilecek bir dergi olarak kurgulanmaya başladı. Bu, önce, Bullseye, Venom, Norman Osborn gibi fazlasıyla popüler “kötü” karakterleri bir seride kullanarak para kazanmak için kullanıldı, şimdi de Elektra, Punisher, Deadpool, Red Hulk (General “Thunderbolt” Ross) gibi “gri” (ama yine de, son derece popüler) karakterler için kullanılıyor.

Ama, bu dönem öncesinde, Thunderbolts’un ciddi anlamda başarılı olduğu, ve sadece kendisine sadık bir fan kitlesine hitap ettiği bir süreç de vardı. Aşağı yukarı Thunderbolts # 1  (ve biraz esnek olarak) Thunderbolts # 60 olarak arası tanımlayabileceğim bu dönemde, Marvel bence farkında olmadan çok kaliteli bir işe imza attı. Bunu yaparken farkında değillerdi, hala da farkında değiller, hatta internetteki okuyucu kitlesi bile farkında değil. Wikipedia ve Marvel Wiki’deki biyografiler vs. dışında, internette Thunderbolts ile iligli pek fazla bilgi yok – hatta neredeyse her konuda bulunan Top 5, Top 10 listeleri bile, sanırım ilk kez AltEvren’de hazırlandı.

Neydi Thunderbolts ile ilgili bu kadar başarılı olan?

Baron Zemo, Fixer, Beetle, Screaming Mimi, Jolt Goliath ve Moonstone’dan oluşan ilk kadroyla başlayan ve ufak tefek değişikliklere rağmen bu çekirdek kadroyu büyük ölçüde dergide tutan ilk Thunderbolts serisi, bir süper kahraman takımı çizgi romanı olarak, son derece başarılı işlere imza atmıştı. Geriye dönüp bu seriyi bugün okuyacak biri, çeşitli nedenlerden dolayı (maceraların fazla önemli olmaması, yani Marvel Evreni’nde büyük değişikliklere yol açmaması, karakterlerin büyük ölçüde tanınmayan karakterler olması, serinin genel anlamda fazla “eğlenceli” bir hikaye mantığı olmaması, vesaire) pek memnun kalmayabilir.

Fakat, karakterlere verdiği ağırlık ve takım içi dinamikleri söz konusu olduğunda, Thunderbolts bir harikaydı. Karakterlerin trajik durumu, yani halkı kandırmak için yola çıkmış bir grup super-villain’ken, gerçekten kahraman olmak ve bunun için kendilerini hem süper kahraman topluğuna, hem yetkililere, hem de halka kabul ettirmek yolunda bir şeyler yapma çalışmaları durumu, her sayıda, her macerada takımı bir türlü rahat bırakmayan bir gölge gibi Thunderbolts’un üzerine çöküyordu.

Üstelik, takımdaki bu genel isteğe karşın, bazı takım üyelerinin “Zemo’nun Yolu” olarak adlandırabileceğimiz “süper kahramanlığı sadece bir maske olarak devam ettirme” yönündeki dürtüsü, süper kahraman olma kararı vermelerine rağmen geçmişleriyle bir türlü hesaplaşamamaları ve gerek kişilik özelliklerinden, gerek de topluma bir türlü uyum sağlayamayan insanlar olmalarından, bu geçmişi bir türlü arkada bırakamadıkları gerçeği, Thunderbolts’u zamanında (ve büyük ihtimalle bugün) çıkan pek çok çizgi roman dergisinden daha karışık ve başarılı bir hale getiriyordu.

Zamanla Moonstone ve Fixer gibi karakterler süper kahramanlığı hiçbir zaman gerçekten taşıyamayacağını belli ederken, Moonstone, Mach I ve Atlas bu yönde somut gelişmeler kat ettiler, fakat her şeye rağmen, bu karakterler de tamamen masum değildi. Bu açıdan, Thunderbolts Marvel çizgi romanları içinde, “Çizgi Roman ve Postmodernizm” yazısında da bahsettiğim, “iyi – kötü karakter” ayrımını bu kadar hızlı yerle bir eden ve bu konseptle bu kadar “oynayan” belki ilk çizgi romandı – çünkü okurken, gerçekten “iyi” ve “kötü” gibi kavramların ne kadar çocukça kaldığını göstermeyi, Thunderbolts karakterlerinin aslında sadece bir şekilde hayatta kalmaya çalışan insanlar olduğu gerçeğini ortaya koymayı başarıyordu.

Geçtiğimiz yıllarda, Avengers dergisinde enteresan bir değişim yaşandı. 2000’li yılların ilk yarısına kadar, Marvel’ın “Amiral Gemisi” olarak adlandırılabilecek Avengers dergisi, 2005’ten itibaren, Marvel’ın “event” mantığına geçmesiyle, ikinci plana atıldı – artık önemli hikayeler, doğrudan basılan hikaye dergileriyle, Civil War, Secret Invasion, Fear Itself, Avengers vs. X-Men ile anlatılıyor, Avengers dergisi ise, bu dergilere “destek veren” dergiler konumuna düşüyordu. Bu dönemin Avengers yazarı Brian Michael Bendis, bu sorunu şu şekilde çözmeye çalıştı: Event’ler arasında kendi hikayelerini anlatmaya devam ediyordu, ama event’ler sırasında, Avengers dergilerini, karakterlerin ruh halini, birbirleriyle ilişkilerini, yaşanan / yaşanmakta olan olaylardan nasıl etkilendiklerini ortaya koymak için kullanmaya başlamıştı. Bu yüzden, Bendis’in Avengers yazarlığında eleştirilebilecek noktalar elbette olsa da, aslında Bendis Avengers karakterlerini daha önce hiç olmadıkları kadar gerçek, ve hiç olmadıkları kadar insani karakterler olarak resmetmeyi başardı.

Thunderbolts dergisinin en önemli özelliklerinden birisi, Bendis’in Avengers’da yaptığı şeyi, yıllar önce başarmış olmasıydı. Thunderbolts karakterleri, yaşadıklarıyla, yapmaya çalıştıklarıyla ve yapamadıklarıyla, tam anlamıyla gerçek insanlar gibi kurgulanmış, üstelik, TB yazarları bunu Bendis’in aksine, kendi maceralarını da yaşadıkları sırada başarmış, Thunderbolts karakterleri,  gerek kişisel psikolojileri, gerek takım ilişkileri açısından son derece gerçekçi bir hal almıştı.

Son yıllarda, Thunderbolts dergisinin “Bu adamlardan nasıl daha çok para kazanırız?” mentalitesiyle, potansiyeli olan kötü karakterler / anti – kahramanlar için kullanılan bir dergi haline geldiğini kabul ediyorum. Fakat eğer vaktiniz varsa, ve Thunderbolts özel hafta sonumuz ilginizi çektiyse, Thunderbolts serisinin ilk elli – altmış sayısını okumanızı tavsiye ederim. Çizgi romanları daha iyi anlamak, takım içi dinamiği ve takım çizgi romanı konusunda bilgi edinmek için, inanılmaz fayda sağlayacağını, ve aynı zamanda bir çizgi roman olarak da son derece başarılı olduğunu düşünüyorum.