DC Comics İncelemeleri

Multiversity # 2

Grant Morrison’ın yıllardır beklenen ve multi-evren çapında etkilere sahip olan serisi Multiversity, geçtiğimiz günlerde yayınlanan dokuzuncu sayısı, Multiversity #2 ile sona erdi. 

İncelemeleri düzenli olarak takip eden okurlarımız bu uyarıdan sıkılmış olabilir, ama “dokuzuncu sayının Multiversity #2” olmasını anlamsız bulacak, veya DC Sayı İncelemeleri bölümümüzde Multiversity #1’in hemen ardından Multiversity #2’nin geliyor olmasına aldanabilecek okuyucularımız için, Multiversity’nin normal sırayla ilerleyen bir seri olmadığını, doğru sıra için Multiversity okuma listemize göz atılabileceğini bir kez daha hatırlatmak durumundayım.

Bu uyarıyı (son kez!) aradan çıkarttığımıza göre, Multiversity #2 hakkında konuşmaya başlayabiliriz. 

Öncelikle, Multiversity’nin geri kalanı gibi, finalinin de oldukça yoğun bir sayı olduğunu söylemek gerekiyor. Kapağın solunda, o sayının geçtiği evreni belirtmek için kullanılan “Multiverse Cetveli”nde, bu sefer her evren vurgulu olarak yazılmış durumda. Bu da, yaklaşık elli sayfalık çizgi romanın, DC multi-evreninin tamamından öğeler içerdiğini gösteriyor.

Tabi buna bir de – geçen sayının incelemesinde büyük yer ayırdığım – Morrison tarzı yazarlık eklendiğinde, ortaya her sayfası göndermelerle, esprilerle, kurgu-üstü öğelerle dolu bir çizgi roman çıkıyor. Bu doğrultuda, (yine, Multiversity’nin geneli gibi) bu da tek bir okumayla pek anlaşılamayacak, konusunun basit bir özeti bile yapılamayacak bir eser anlamına geliyor. 

Bu akıntıya karşı yüzüp, sayının belli başlı olaylarını açıklamayı elbette deneyebiliriz.

multiversity2ji03

Büyük ölçüde Multiversity #1’in bizi bıraktığı noktaya geri dönen bu sayı, ilk sayıda The Gentry güruhunun kontrolü altına girdiğini gördüğümüz Nix Uotan’ın, bu durumu aslında başından beri beklediğini, ve çizgi romanları kullanarak, tüm evrenlerden süper kahramanların Gentry’ye karşı savaşmasını sağladığını ortaya çıkarıyor. Başrolünü ilk sayıdaki gibi Earth-23’nin ABD başkanı Superman’i ve Captain Carrot‘ın yanı sıra, kendisi de bir çizgi roman hayranı olan Red Racer‘ın oynadığı bu sayının sonunda, kahramanlar zorlu bir mücadelenin ardındanThe Gentry’yi alt ediyor, ve bütün bu olayların arkasında kimin olduğunu keşfediyor. 

Serinin “büyük kötüsü” yeni bir karakter: Empty Hand. 

İlk sayıda yok edildiğini gördüğümüz Earth-7’ı karargahı olarak kullanan Empty Hand’in ismi, belki çizgi romanlardaki kötü karakterlerin nihai kaderine bir gönderme olarak okunabilir. Ama Multiversity’nin sonunda, karakterin elleri aslında tamamen boş kalmış değil: Ana karakterlerimiz Gentry’nin bu saldırısını başarıyla savuşturmuş olsa da, Empty Hand bunun yalnızca bir test olduğunu söylüyor. Dolayısıyla, Multiversity’nin sonucu da aslında çizgi roman mantığının seri içine yedirilmesinin bir başka boyutu haline geliyor: Çizgi roman serileri hiçbir zaman “bitmiyor”, yalnızca bir sonraki hikayeye zemin hazırlıyor. Multiversity # 2’de de durum bu. 

Sayıda kayda değer bulduğum iki önemli nokta var. 

Bunlardan birincisi, Multiverse’ü bu macera sırasında koruyan kahramanların Empty Hand’in tehdidini ciddiye alması, ve Multiverse çapında bir Justice League takımı kurmaya karar vermesi. Aynı zamanda bu sayıya da adını veren Justice Incarnate, aşağıda görebileceğiniz üyelerden oluşuyor. multiversity2ji01

Benim için biraz daha ilgi çekici olan bir başka gelişme, Empty Hand’in sayının sonlarına doğru kurduğu bir cümle. 

Hatırlarsanız, Convergence serisi öncesinde tamamen yok olduğunu düşündüğümüz ve şu anda bildiğimiz Multiverse düzeni içinde yer almayan Flashpoint öncesi evrenlerin nereden geleceklerini tam olarak bilmediğimizi söylemiştim. Convergence’ın bir seri olarak bu konuda bizi ne kadar aydınlattığı tartışılır, fakat sitemizdeki “Convergence’a Doğru” yazısında şöyle bir cümle yazmıştım.

Tabi bir de, Multiverse denilen olgunun çizgi romanlar için bir sınır olmadığı gerçeği var. Multiverse’ün dışında, ötesinde, hatta üzerinde bulunan şeyler de var / olabilir.

Aşağıdaki görsel, Multiverse’ün dışında başka şeyler, başka Multi-evrenler de olduğunun bir kanıtı niteliğinde. Şimdilik ismen bildiğimiz tek “diğer Multiverse” telaffuz edilen Multiverse-2, ama bunun gelecek için nasıl kapılar açtığını herhalde tahmin edebilirsiniz. 

multiversity2ji02

Bu açıdan, dokuz sayının sonunda Multiversity serisinin bizi getirdiği nokta, Empty Hand karakterinin tanıtımı ve Justice Incarnate’ın kuruluşu oluyor. Dediğim gibi, bunlar aslında birer son değil, başlangıç teşkil eden hikayeler, ve DC Comics’in son dönemde yaptığı pek çok seri gibi, Multiversity de aslında (potansiyel olarak) kendinden de büyük bir hikayeye bağlanabilecekmiş gibi gözüküyor. 

Elbette Multiversity; Forever Evil, Convergence vs. gibi bir “event” olarak görülmemeli. Serinin gelecek için kapılar açtığı kesin, fakat bunların kullanılıp kullanılmayacağı hakkında sorulabilecek pek çok soru var: Multiversity’nin doğrudan bir devam hikayesi olacak mı? Grant Morrison ne ölçüde katkıda bulunacak? Bu seride ortaya atılan hikaye kullanılacak mı? Morrison’ın yıllar önce dediği gibi, yaratılan paralel evrenlerin hikayeleri geliştirilecek mi? 

Bunlar, şimdilik cevabını bilmediğimiz sorular.