Green Lantern’a ayırdığımız hafta sonunun ilk aşaması, son yıllarda Green Lantern konseptli dergilerin “esas oğlanı” rolünü geri kazanmış olan Hal Jordan’ı biraz daha yakından tanımak üzerine kurulu.
Hal Jordan, Gümüş Çağ olarak adlandırılan dönemden itibaren Green Lantern rolünü üstlenen, ve son on yılın Green Lantern çizgi romanlarında “asıl Green Lantern” olarak karşımıza çıkan temel karakter. Daha önce Green Lantern ile hiç ilgilenmemiş olsanız bile, Hal Jordan’ın kısa bir yayın / karakter tarihinin ilginizi çekeceğini garanti edebilirim, zira Amerikan süper kahramanları içinde en ilginç “biyografilerden” birisi Green Lantern’a ait.
Green Lantern olarak tanınan ilk karakter, 1940 yılında yaratılmış olan Alan Scott’tı. Güçlerini büyülü bir güç yüzüğünden alan Scott, 1940’lı yılların ilk yarısında görece popüler bir süper kahraman haline gelmiş, fakat İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra pek çok süper kahraman gibi okuyucu kitlesini kaybetmiş ve serisi iptal edilmişti.
1950’lerin sonlarına doğru, DC Comics çizgi romanların “Altın Çağı” olarak adlandırılan dönemde kullandığı süper kahramanlardan bir kısmını geri getirmeye başladı. Green Lantern, bu karakterlerden bir tanesiydi – fakat daha önceki Flash örneğinde olduğu gibi, Green Lantern da 1940’lı yıllardaki karaktere tamamen sadık kalınmadan yeniden yaratılmış, güç yüzüğünün doğası, karakterin gizli kimliği ve arka plan hikayesi büyük ölçüde değiştirilmişti.
Hal Jordan, ilk olarak 1959 yılında, Showcase # 22 dergisinde karşımıza çıkan bu ikinci Green Lantern’dı.
Yazıyı büyük ölçüde modern hikayelere ayırmak istiyorum, o yüzden karakterin ilk yıllarını ve doğasını yalnızca temel olarak aktarmaya çalışacağım: Green Lantern Corps adı verilen, inter-galaktik bir polis / düzen koruma gücü olarak tanımlanabilecek organizasyonun bir üyesi olan Abin Sur, hayatını kaybetmeden hemen önce dünyaya düşmüş, ve güç yüzüğünü, bu göreve layık görülen Hal Jordan’a aktarmıştı. İrade gücüyle çalışan bu yüzüğü taktığında, Hal Jordan uçabilme süper güç ve çeşitli somut nesneler yaratabilme gibi özelliklere kavuşuyordu.
Bu şekilde, dünyanın da içinde bulunduğu 2814. Sektör’ün “Green Lantern”ı haline gelen Hal Jordan, 1960 – 70 arasında büyük ölçüde dönemin özelliklerini taşıyan bir süper kahramandı. Kendi serisinde yaşadığı maceraların yanı sıra, Justice League of America’nın da bir üyesi olan Hal Jordan, DC Evreni’nin en önemli süper kahramanları arasındaydı.
1970 yılına gelindiğinde, Green Lantern’ın yazar – çizer kadrosunda bir takım değişiklikler yapıldı, ve bu durum, karakterin yaşadığı maceraların doğasını da doğrudan etkiledi.
Yeni yazar – çizer ikilisi, Dennis O’:Neil ve Neal Adams, çizgi romanların toplumsal açıdan önemli sorunlara değinmesi gerektiğini ve gerçek dünyada yaşanan sorunlara karşı kayıtsız kalmaması gerektiğini düşünüyordu, ve uzay temalı bir bilim kurgu karakteri olan Green Lantern, bu mantığa pek uyan bir karakter değildi.
O’Neil ve Adams, Green Lantern karakterinde ve dergisinde önemli değişiklikler yaptılar.
O’Neil tarafından daha önceden “sosyal” konulara önem veren bir karakter haline getirilmiş olan Green Arrow, Hal Jordan’ın partneri olarak seriye katıldı, ve Green Lantern’ın güçleri azaltılarak daha dünyevi bir karakter haline gelmesi sağlandı. Bunun ardından, Green Arrow ve Green Lantern, Amerika’yı gezerek mafya, uyuşturucu, ırkçılık, organize suç, sosyal eşitsizlik gibi konulara karşı savaştıkları maceralar yaşamaya başladılar.
Fakat, çizgi roman tarihi açısından önemli olan bu sayılar, dönemin okur kitlesini fazla heyecanlandıran çalışmalar olmadı. Adams – O’Neil ortaklığında hazırlanan Green Lantern serisi fazla okura ulaşamadı ve bir süre sonra seri iptal edildi.
Bu dönemin ardından, Green Lantern serisi 1976 yılında yeniden başlatıldı ve karakter kozmik doğasına geri döndü.
Hal Jordan’ın Green Lantern görevini başkalarına devretmesine de tanık olduğumuz 1980’li yılların ardından, karakterin yapısını asıl değiştiren olaylar, 1990’lı yıllarda yaşandı.
1992 yılında Superman’in ölümünün ardından yaşanan Reign of Superman hikayesinde, Superman’in yokluğundan faydalanmak için dünyaya getirilen Mongul adlı kozmik bir varlık, Green Lantern’ın yaşadığı Coast City’yi yerle bir etti. Büyüdüğü, hayatı boyunca yaşadığı, sevdiği onlarca insanın da içinde bulunduğu şehrin tamamen yok edilmesi, Hal Jordan’ın taşıyabileceğinden büyük bir yük haline geldi, ve bu hikayenin devamında, Hal Jordan yavaş yavaş delirmeye başladı.
Yüzüğünü kullanarak kaybettiği her şeyi yeniden yaratmaya çalışan Hal Jordan, bu umutsuz çabası boşa gidince Green Lantern Corps’un merkezi olan Oa gezegenine gidip, kendisine destek olmamakla suçladığı Guardians ırkıyla yüzleşmeye karar verdi. Yoluna çıkan tüm Green Lantern Corps üyelerini alt ettikten sonra, Corps’un liderleri olan Guardians ırkının büyük kısmını öldürdü ve Green Lantern’lara güçlerini veren kaynağını tamamen kendi vücuduna aktararak neredeyse sınırsız güce sahip bir karakter haline geldi.
Bu gelişmeler, DC Comics’in 1994 yılında yayınladığı büyük hikaye Zero Hour: Crisis in Time serisinde sonuçlandı. Kendisini artık Parallax olarak tanımlayan Hal Jordan, evrensel sıkıntıların yaşandığı bir düzende, sadece kendi şehrini geri getirmenin hiçbir şey sağlamayacağına inanarak, kendi görüşüne göre “doğru” bir evren yaratmaya kalkıştı. Bu süreç içinde, çeşitli karakterleri kendi görüşüne inandırmayı da başaran Jordan, serinin sonunda tüm kahramanların ortak çalışması ile alt edildi, ve bir süreliğine ortadan kayboldu.
1996 yılında, The Final Night hikayesinde bir kez daha Parallax olarak gözüken Hal Jordan, yaptıklarının verdiği suçluluk hissiyle Sun-Eater adlı bir karaktere karşı savaşmak için geri döndü. Sun Eater’ın güneşi yok etme çabasına karşı gelen Hal, tüm gücünü kullanarak güneşi kurtarmayı başardı, fakat bu sırada kendisini de feda etti.
Green Lantern olarak DC Evreni’nin en önemli süper kahramanlarından birisiyken, devasa bir crossover hikayede baş “kötü karakter” olmaya gidecek kadar enteresan bir karakter gelişimi yaşayan Hal Jordan, Zero Hour – Final Night sonrasında evrendeki yerini büyük ölçüde kaybetti. Yeni Green Lantern Kyle Rayner Hal Jordan’ın geleneksel rolünü üstlenirken, Jordan DC’nin farklı insanlarla birleşerek varolan mistik öğelerinden The Spectre’ın yeni “ev sahibi” olarak hayata geri döndü, ve The Spectre adlı seride mistik maceralar yaşamaya devam etti.
2004 – 2005 yıllarında yayınlanan Green Lantern: Rebirth hikayesine gelindiğinde, Hal Jordan’ın durumu kısaca buydu: Uzun yıllar boyunca bir parçası olduğu süper kahraman topluluğu tarafından büyük ölçüde dışlanmış, hala pek güvenilmemesine karşın, pek çokları tarafından affedilmiş; Batman başta olmak üzere çeşitli karakterlerin yaptıklarını öfkeyle hatırladığı, fakat büyük çoğunluğun artık kızgınlıktan çok, neredeyse acıyarak yaklaştığı, en iyi yıllarını çoktan geride bırakmış bir adam.
Karakterin “yeniden doğuşunu” nasıl yaşadığını öğrenmek ve ilerleyen maceraları hakkında bilgi almak için, Green Lantern: Rebirth yazımıza göz atabilirsiniz.
Bu yazı, Green Lantern haftamızın bir parçası olarak yazılmıştı. Daha fazlası ve devamı için:
https://www.altevren.net/oezel-dosyalar/902-green-lantern-haftasi