DC Dizileri

Flash ve Zaman Yolculuğu

flashzaman1

Sayıları git gide artmakta olan çizgi roman uyarlaması diziler hakkında bir şeyler yazmayalı çok uzun süre oldu. Ama sanırım Flash ve Flash’in son bölümleri, bu konuya geri dönmek için iyi bir fırsat.

Son üç bölümü – ama özellikle on beş ve on altıncı bölümleri – izlemeyenler için yazının başlığı ile ufak bir spoiler vermiş durumdayım. Bunun için şimdiden özür diliyorum, ama asıl spoiler yazının geri kalanında, o yüzden henüz Flash’in son bölümlerini izlemediyseniz, ve izlemek gibi bir niyetiniz varsa, bu yazıyı şimdilik okumamanızı tavsiye ederim.

Dizinin on beş ve on altıncı bölümlerini izlemiş olanlarla kaldığımızı düşünüyorum, dolayısıyla sanırım bölümlerin baştan sona bir özetini çıkartmaya, adım adım ne olduğunu anlatmaya gerek yok. Neden bu bölümlere yoğunlaştığımı basitçe özetlemek için, sanırım bunların dizide ilk kez aktif olarak zaman yolculuğu gördüğümüz bölümler olduğunu hatırlatmam yeterli olacaktır.

Zaman yolculuğu odaklı bu iki bölüm, internet genelinde oldukça beğenilen ve pek çok izleyici tarafından şaşırtıcı, başarılı iki bölüm olarak değerlendirilen hikayeler sundu. Flash karakteri ve zaman yolculuğu hakkında bir yazı yazma fikri de, aslında karakterin bu konseptle ne kadar içli dışlı olduğunu biraz açıklamaya dayanıyor.

Her ne kadar dizi dışında karakteri fazla tanımayan seyircileri şaşırtma potansiyeline sahip olsa da, Flash ve zaman yolculuğu aslında birbirine çok yakın öğeler.

Flash karakterini basitçe, örneğin arkadaş arasında, veya bir sohbet ortamında tanımlamak çok kolay: “Süper gücü ne?” / “Çok hızlı hareket ediyor!”

Ancak çizgi romanların tarihine, Barry Allen karakterinin 1960’lara dayanan geçmişine baktığınızda, Flash’in güçleri, bu güçlerin doğası, ve “çok hızlı hareket ederek” yapabildikleri, aslında gözüktüğünden çok daha kompleks.

Evet, Flash “çok hızlı hareket ediyor”, ama bu yalnızca çok hızlı koşmak demek değil. Speed Force olarak tanımlanan güç kaynağı Flash’in katı objelerin içinden geçmesine, zaman yolculuğu yapabilmesine, hatta paralel evrenlere, boyutlara geçmesine olanak sağlayan, karışık  bir olay. En nihayetinde, uzun süredir DC Comics’in belki de en önemli çizgi roman hareketi olan New 52 bile aslında sadece Barry Allen’in gerçekten çok, çok hızlı hareket etmesiyle başlayan bir süreç!

Üstelik, bu karaktere daha sonra eklenen, “retcon”lanan, karakteri daha modern, daha güncel, daha komplike hale getirmek için yapılan bir değişiklik de değil. Flash’in zaman yolculukları, paralel evrenleri keşfetmesinin tarihi Barry Allen’ın ortaya çıkışından çok kısa süre sonra gerçekleşen olaylar.

 flashzaman2

Bu durum, dizi yapımcıları ve yazarları için de zor bir durum teşkil ediyor aslında.

Günümüzün teknolojik imkanlarıyla, görsel efekt kapasitesiyle, dizilerden beklenen yoğun kurgu seviyesiyle, Flash gibi bir karakteri televizyona uyarlayıp, karakterin bu kadar önemli bir unsuru olan zaman yolculuklarını dışarıda bırakmak pek mümkün bir tercih değil. Ama zaman yolculuğu konsepti de, kendi içinde, çeşitli sorunlar yaratıyor.

Kitaplar ve çizgi romanlar, zaman yolculuğu konusunu fazlasıyla işlemiş, iyisiyle – kötüsüyle onlarca zaman yolculuğu hikayesi kullanmış alanlar. Özellikle çizgi romanlarda, zaman ve zaman yolculuklarının genel tutarsızlığı, okurların artık alıştığı ve kabullendiği bir durum. Etrafta son derece garip dizilerin olduğunu biliyorum, fakat herhalde herkesin bir ölçüde bana katılacağı gibi, çizgi roman okurları “saçmalıklar / gariplikler” konusunda dizi izleyicilerine göre daha toleranslı bir kitle.

Filmlerde de benzer bir durum var. Sürekli olarak yayınlanması gereken dizilerin aksine, bir bütünlük sağlanması nedeniyle sinema zaman yolculuğuna daha müsait bir mecra.

Ancak zaman yolculuğu – üstelik Flash gibi, paylaşılan bir evrende yer alan bir dizi için – aslında çok tehlikeli bir konsept.

On beşinci bölümde Dr. Wells’in sırrını öğrenen ve Wells tarafından öldürülen Cisco karakteri buna güzel bir örnek teşkil ediyor. Zaman yolculuğu, birbirini takip eden bu iki bölüm içinde, Cisco’nun ölümünün hiç yaşanmaması anlamına geliyor. Bu durumda problem yok. Peki ama bir karakterin gerçekten ölmesi gerektiğinde? Bir karakterin ölümü, duygusal ağırlık taşıdığında? Hatta, Flash ile aynı evrende geçen Arrow’da, Sara’nın ölümü gibi, neredeyse bütün sezon bir karakterin ölümü üzerine kurgulandığında?

Zaman yolculuğu, doğru kullanılmadığı sürece, bütün bu olayları tersine çevirebilecek, izleyicilere “E arasınlar Flash’i, gitsin geçmişe Sara’yı kurtarsın!” dedirtebilecek bir konsept. (Ki, CW’nun yeni dizi projesi, bunun bir olasılık olduğunu gösteriyor aslında)

Elbette, Dr. Wells’in bize on altıncı bölüm sırasında tekrar tekrar hatırlattığı gibi, her türlü zaman yolculuğu hikayesi içinde, zamanın bütünlüğünü bozmamak için uyulması gereken kurallar, değiştirilmemesi gereken şeyler var. Ama bu iki bölümün bile, bize söylediği (“Geçmişe döndüğünde ne olursa olsun hiçbir şeyi değiştirmemelisin!”) ile bize gösterdiği (Barry’nin – dürüst olalım – değiştirebilecek ne varsa değiştirdiği) çok farklı şeyler.

flashzaman

Peki, çizgi nerede çekiliyor?

Zaman yolculuğu ne zaman korkunç etkilere sahip oluyor? Ne zaman zaman yolculuğu kullanarak geçmişte kaybettiklerimizi kurtarabiliyoruz? Ne zaman her şeyi berbat ediyoruz?

Bunların bazıları, ileride cevaplanacak sorular. Barry’nin annesinin ölümünden, Reverse Flash karakterine, dizinin zaman yolculuğu içereceği zaten ilk bölümden tahmin ettiğimiz şeyler – ve bu karakterlerin, bu karakterler etrafında yaşanan olayların doğası, bize bu soruların cevabının er ya da geç verileceğini gösteriyor.

Flash’in yapımcıları ve yazarları, iki noktada başarılı olmuş durumdalar. Birincisi, Flash’in zaman yolculuğu yapabiliyor olması, karakterin bu boyutunun hikayenin dışında bırakılmaması önemli bir mesele. Zaman yolculuğunu aktif olarak izlediğimiz ilk iki bölüm de, bence ortalamanın üzerinde iki bölüm.

Ama bu iki başarı, dizinin geleceği hakkında çok emin olmamızı sağlamamalı. Zaman yolculuğu – böyle projeler açısından – tehlikeli olabilecek bir mesele. Dr.  Who gibi, sadece bu konsept içinde yaratılmış, ve mantığı son derece belli olan diziler dışında kullanımı, tutarsızlıklarla dolu, fanatikçe izlemeyen herkesi dizinin dışına itecek, anlamsız hikayeler yaratılmasına sebep olabilir.

Bu açıdan, umarım Flash karakterinin bu boyutu dizi içinde başladığı gibi, belli bir mantık çerçevesinde kullanılmaya devam edilir, ve dizinin (ve içinde geçtiği ortak evrenin) önünü kapatan bir unsur haline getirilmez.