“Çizgi roman” türünün yavaş yavaş bir sanat formu olarak kabul görmesiyle birlikte, çizgi roman konusunda akademik sayılabilecek çalışmaların da sayısı artıyor. İşte bunlara güzel bir örnek, Paul Lopes’in yazdığı “Demanding Respect” kitabı.
Kısaca özetlersek, Paul Lopes çizgi roman türünün Amerika’daki gelişimiyle ilgili kronolojik bir çalışma yaratmış. Kitabın ana tezi ise, çizgi romanın Amerika’da ciddi bir aşağılanma, ezilme, hatta yok edilme sürecinden başarıyla çıktığı, ve özellikle 80’lerin sonu, 90’ların başından itibaren – Lopes’in “Grafik Roman”ın Yükselişi” diye tanımladığı bir süreçle – saygı gören bir tür olmaya başladığı yönünde.
Açıkçası uzun süredir çizgi roman okuyorsanız, ve arada sırada girip Wikipedia ve benzeri kaynaklardan bu konuyla alakalı dört-beş makale okumuşluğunuz varsa, çizgi romanın tarihsel gelişimi konusunda çok fazla bir şey kazanacağınız bir eser değil. Kitabın ana hedef kitlesi de zaten çizgi romana daha yabancı olan bir kesim olduğu için, son derece normal bir durum bu.
Yine de, Paul Lopes bazı noktaları oldukça detaylı açıklayarak, en sadık çizgi roman hayranlarının bile bilmiyor olabileceği, hatta daha da kötüsü, çizgi roman okumayan insanların önyargılarını paylaşabileceği bazı noktalara da açıklık getiriyor. Benim ilgimi çeken noktaları, kısaca şöyle;
- Çizgi romanın çocuklar tarafından okunduğu yanılgısı: En ciddi çizgi roman okurları bile, aslında okuduklarının temel olarak çocuklar için yazılan bir türün örnekleri olduğunu düşünür. Gazatelerde bile, çizgi roman okurlarının haberleri genelde “İçindeki çocuğu kaybetmemek” üzerine kuruludur. Paul Lopes, son derece somut istatistik kaynakları da sunarak, çizgi roman okuyan kitlenin, 1960’lardan itibaren aslında hiç de çocuklardan oluşmadığını kanıtlıyor.
- Çizgi roman piyasasının, eskiden müthiş satış rakamlarıyla ayakta dururken, şimdi filmler sayesinde ayakta durduğu düşüncesi: Çizgi roman satış rakamlarını takip eden herkesin bildiği gibi, gerek türün aylık yayınlarının popülerliklerini yitirmesi, gerek de online olarak indirilme sayılarının artması nedeniyle, artık 100.000’den fazla satan dergilerin nadir görüldüğü bir dönemdeyiz. Bu da, artık çizgi roman sanayiinin, kendi varlığı için değil, farklı gelir kaynakları için (ve farklı gelir kaynakları sayesinde) ayakta kaldığı izlenimini uyandırıyor. Lopes’in argümanı ise, bunun yeni bir durum olmadığı, aslında çizgi romanın, hiçbir zaman kendi kendini ayakta tutan bir endüstri olmadığı yönünde. Gerçekten de, satış rakamları, istisnai birkaç dönem dışında, hiçbir zaman astronomik miktarlara ulaşmıyor. Lopes, yine ciddi miktarda kaynak ve istatistik kullanarak, çizgi roman endüstrisinin ayakta kalmasını, yan ürünlere ve telif haklarından elde edilen büyük gelirlere bağlıyor.
- Çizgi romanın saygı görmemesinin, düşünüldüğünden çok daha ciddi boyutlarda olduğu: Evet, Paul Lopes’in aslında kitabının en etkileyici kısımlarından biri de bu. Genelde çizgi romanın “saygı görmemesinden” söz ederken, “Abi bırak şunları, kaç yaşına geldin hala çoluk çocuk şeyleriyle uğraşıyorsun.”, “Bilmemkaç yaşında adam bunu okur mu yav?” gibi tepkileri düşünüyoruz. Fakat, Lopes, kitabın ilk bölümlerinde, 1945 sonrası dönemde çizgi romanın ABD’de nasıl bir şiddetle yerden yere vurulduğunu, çocukların her türlü gelişimini engelleyen objelerden, şeytanın çocukları baştan çıkartmak için kullandığı sapkınlıklar olmaya kadar enteresan suçlamalarla karşılaştığını anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda “çizgi roman yakma” ve Comic Code Authority ile sansürlenme gibi ABD tarihinde eşi benzeri görülmemiş uygulamalar tarafından yok edilmeye çalışıldığını (oldukça ikna edici bir şekilde) iddia ediyor.
Kısacası, enteresan bilgiler sunan ve rahat okunabilen güzel bir çalışma Demanding Respect, çizgi roman severlerin bir göz atmasında fayda var. Amazon’un sitesinde, Kindle versiyonu da bulunuyor kitabın, dolayısıyla indirilip de okunabilir.