ÇROY

ÇROY 6 – “Standartlarınızı Düşürün!”

Evet, beş yazılık uzun bir “giriş”ten sonra, Çizgi Roman Okur Yazarlığı Projemizin ilk “gerçek” yazısıyla birlikteyiz. Bu bir yazı “dizisi” olduğu için, aslında yapmaya çalıştığımız şeyi daha iyi anlayabilmeniz için ilk beş yazıyı okumuş olmanız gerekli – fakat eğer okumadıysanız, ve okumak istemiyorsanız, şu temel bilgi yeterli olacaktır: Bu yazı dizisinde, sadece ve sadece Marvel ve DC çizgi romanlarını düşünerek, “Nasıl bu çizgi romanları eleştirme ihtiyacını aşıp, doğru ve daha anlamlı eleştiriler yaparak, bu çizgi romanlardan keyif almaya başlayabiliriz?” sorusunu cevaplamaya çalışıyoruz.

Bu soru tam olarak ne anlama geliyor, böyle bir şeye gerek var mı, yazı dizimiz diğer çizgi romanları neden kapsamıyor; bunların hepsinin cevaplarını önceki yazılarda bulabilirsiniz, fakat artık, zaten çok uzamış olan bu giriş bölümünü bitiriyor, ve ÇROY yazı dizisinin ilk tavsiyesini son derece açık bir şekilde veriyorum:

Standartlarınızı düşürün!

“Çizgi roman sanattır.”

Eğer AltEvren’in, içindeki bilmem kaç yüz makalenin, yan sitelerin, AltEvren dışında sağda solda yazdığım çizgi roman yazılarının temel ve tek bir mesajı varsa, bu “çizgi roman”ın bir sanat olduğu gerçeğidir.

Evet, çizgi roman, bir hikaye anlatma formu olarak, bir sanat. Neredeyse sınırsız ve keşfedilmeye çok açık bir potansiyeli var.

Fakat, “Çizgi roman sanattır.” cümlesi, kanıtlarla desteklenebilecek ve doğrulanabilecek bir “gerçek” olmanın yanı sıra, aynı zamanda romantik bir cümle.

Çizgi roman hor görülen, aşağılanan, çocuklarla özdeşleşen bir alan olduğundan, çizgi roman sevenler, bu hobiyi paylaşanlar sık sık bu cümleyi söylemekten kıvanç duyuyorlar, çizgi romanın sanat olduğunu, zaman zaman üzerinde fazla düşünmeden, zaman zaman ne demek istediklerinin üzerinde fazla durmadan, sevdikleri şeyi savunmak ve bu savunmalarını haklı çıkarmak için kendilerine hatırlatıyorlar.

Eğer olaya biraz daha rasyonel olarak yaklaşırsak, bence “Çizgi roman sanattır.” cümlesi yerine, “Çizgi roman sanat olabilir.” cümlesini kullanmak daha doğru olabilir – yanlış anlaşılmasın, burada “Aman bir daha kimse çizgi roman sanattır demesin, semantik bir detaya takılıp bunun üzerinde saatlerce düşünelim!” gibi bir şey söylemeye çalışmıyorum. Söylemeye çalıştığım şey gayet basit ve mantıklı: Çizgi roman bir sanat olabilir, fakat her çizgi roman da sanat değildir.

Burada, “kalite” ile alakalı bir şeyden – yani sanatsal açıdan değeri olmayan, “başarısız” çizgi romanlardan söz etmiyorum. Her çizgi roman sanat değildir – çünkü her çizgi roman “sanatsal amaçlarla” üretilmez.

Burada, cümlenin yukarıda bahsettiğim “romantik” önemine takılıp, böyle bir şey söylediğim için bana kızanlar olabilir – fakat açıkçası söylemeye çalıştığım şeyin, söylenmesine gerek olmayacak düzeyde açık olduğunu düşünüyorum. Sanırım ne demeye çalıştığımı biraz daha açıklamak için, çizgi roman dışına çıkıp, sanat olduğu konusunda şüphe duymadığımız birkaç farklı alandan örnek vermem, durumu biraz daha netleştirecektir.

Örneğin filmler. Bütün filmler sanat mıdır? Bütün filmler sanatsal amaçlarla mı üretilirler?

Tabi ki hayır. Filmleri, (elbette çok temel ve yetersiz kategoriler olsalar da), “eğlence amaçlı” (entertainment) ve “sanat amaçlı” (art) olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Sinemada gidip izleyeceğiniz bir süper kahraman filmi, ya da bir romantik komedi, ya da bir aksiyon filmi, büyük ihtimalle çok da sanatsal olmayacaktır – fakat temel amacın “basit eğlence” olduğunu bildiğinizden, muhtemelen sizi tatmin edecektir.

Aynı şekilde, kitaplar da ikiye ayrılabilir. Hiçbirimiz bir Stephen King veya John Grisham veya Dan Brown kitabı alıp, inanılmaz bir sanat eseri olmasını beklemeyiz. Bu kitaplar daha basittir, daha kolay okunurlar, muhtemelen klişe ve sıradan olan, üzerine biraz düşündüğünüzde size saçma gelen noktaları vardır, fakat sonuç olarak “eğlence” amacıyla yazıldıklarını bildiğimiz için, beklentilerimizi de ona göre ayarlarız.

Dediğim gibi, bu söylediğim şey bence “söylenmesine gerek olmayacak” kadar açık bir şey. Fakat ben, bu yazı dizisine başlamama sebep olan “yorum gözlemleme” süresinde, insanların çizgi romanlar konusunda bu gerçeği anlayamadığını / anlamak istemediğini düşünmeye başladım.

“Hikayelerin zeka seviyesi bilmem kaç yaşındakilere göre!”, “Adam ölüp ölüp geri geliyor, çok saçma!”, “Spider-Man popüler diye bütün takımlara sokuyorlar, çok absürt!”, “Avengers vs. X-Men mi, pöh, iğrenç, çok saçma!”

Evet – tabi ki saçma. Tabi ki komik. Ama nasıl ki bir aksiyon filminde kahramanımızın havaya uçan bir binadan burnu bile kanamadan çıkması kabul edilebilir bir saçmalık ise, bunlar da büyük ölçüde öyle.

Bu saçmalıklardan hangilerinin gerçekten saçma olduğu, hangilerinin ise, Marvel – DC çizgi romanlarını seven insanlar tarafından kabul edilmesi gereken “özellikler” olduğu, zaten bu yazı dizimizin ana konusu olacak. Fakat başlamadan önce, şu konuda kesin olarak hemfikir olmak istiyorum: Bunlar, eğlence amaçlı çizgi romanlar, Cihan Abi’nin şu yazısında gayet güzel değindiği gibi, para kazanma amacıyla üretilirler.

Bu yüzden, giriş bölümü boyunca değindiğim “ikinci gruptan” “üçüncü gruba” geçişte kabul edilmesi gereken ilk gerçek şu: Bu çizgi romanlar, izlediğimiz aksiyon filmleri, okuduğumuz popüler edebiyat ürünleri gibi, sadece ve sadece eğlence amacıyla üretilen, okurken eğlendiren, ve daha sonra üzerine fazla düşünülmemesi gereken çizgi romanlar.

Bunlar arasında, hiçbir zaman olağanüstü kalitede işler çıkmıyor mu? Elbette çıkıyor. Earth X, son birkaç senedir Fantastic Four, onlarca kaliteli Batman hikayesi – fakat bunlar endüstrinin standardı değil, istisnaları. Pek çok çizgi roman okuru, muhtemelen okumaya bu en meşhur, en başarılı hikayeler ile başladıklarından, normalde okuyacakları hikayelerin bu kriterin çok altında kalacağını – kalmak zorunda olduğunu kabullenemiyor.

Bunun üstüne bir de, aynı derecede meşhur olan Watchmen, Sandman, Preacher vs. gibi daha “entelektüel” amaçlarla yazılmış çizgi romanların kaliteleri binince, modern çizgi romanlar tahammül edilemeyecek kadar saçma eserler olarak görülüyor.

Bu açıdan, Çizgi Roman Okur Yazarlığı projesinde size ilk vereceğim tavsiyeler şunlar:

Her “medium”da, her alanda olduğu gibi, çizgi romanlarda da, “sanat için” ve “eğlence için” üretilen farklı tarzda eserler olduğunu kabullenin. Bunların farkını anlamak, Marvel ve DC çizgi romanlarının %99’unun, sadece ve sadece eğlence için üretildiğini, para kazanmak amacıyla yaratıldığını görebilmek, çizgi romanları anlamı olan bir şekilde eleştirmek için gerekli perspektifin de temelini oluşturur.

Dolayısıyla, Marvel ve DC okurken, standartlarınızı düşürün. Bu eserlerin olağanüstü sanatsal özelliklere sahip olmasını beklemeyin. Bu çizgi romanları, çok fazla ciddiye almayın. Eğer çok ciddiye alma gereği hissederseniz bile, muhtemelen bu çizgi romanları yaratanların, yazan-çizen ve yayınlayanların bile, aslında pek de ciddiye almadıklarını unutmayın.

Evet, arada sırada olağanüstü eserlerle karşılaşabilirsiniz, fakat bunların istisnalar olduğunu unutmayın. Üstelik, standartlarınızı düşürmeyi başardığınız takdirde, bu eserlerden alacağınız keyfin de katlanacağını unutmayın!