DC Comics İncelemeleri - DC Tarihi

Convergence (DC Tarihi)

convergence1kapakDC Comics’in 2015 yılındaki büyük hikayesi Convergence, geçtiğimiz hafta çıkan sekizinci sayısıyla sona erdi. DC’nin geçmiş yayınlarından / evrenlerinden pek çok öğeyi geri getiren bu seri, haftalarca Flashpoint öncesi DC Evreni’ni son kez görebileceğimiz bir fırsat olarak da duyurulmuştu.

Bu hikayenin tamamlanmasıyla, DC Comcis hem hayranların uzun süredir talep ettiği “eski evren(ler)i yeniden görme” talebini bir nebze karşılamış oldu, hem de şirket açısından sıkıntılı olabilecek bir süreci geride bıraktı.

 

 

 

Normal şartlarda, Marvel ve DC Tarihi için yazdığım yazıları, serileri okumayan AltEvren okuyucularının temel bir fikir alabilmesi için yazıyorum ve kendi kişisel yorumlarımı ayrı bir yazıya bırakıyorum. Bu durumda benim yorumlarımla ilgilenmeyenlerin iki yazıyı da okumasına gerek olmamalı, fakat Convergence ilginç bir seri, ve bu serinin varlık amacını biraz daha iyi anlayabilmek için buradaki yazıyı da okumanızı tavsiye ederim.

Convergence ana serisi, temel olarak üç karakter ve bir “takım” üzerine kuruluyor. Serinin basit bir özetini bunlar üzerinden yapmak sanırım en kolayı olacak.

Bahsetmemiz gereken ilk karakter Brainiac.

Elbette Brainiac on yıllardır DC çizgi romanlarında görmeye alıştığımız bir figür, ancak, Convergence’da karşımıza yepyeni bir şekilde çıkıyor. İlk olarak Future’s End’de tanıtılan, sınırsız güçlü, tanrısal bir figür olan bu yeni Brainiac, serideki açıklamalara göre, Flashpoint’i görüp hayatta kaldıktan sonra, evrenle ilgili daha fazla şey öğrenebilmek umuduyla farklı zamanları, farklı paralel evrenleri inceliyor, ve yok olan evrenlerden son anda topladığı şehirlerle kendine bir “DC Paralel Evren koleksiyonu” yaratıyor.

Superman okuyucuları bir fanus içinde saklanmış Kandor şehrini hatırlayacaktır. Convergence serisinin temelini oluşturan durumu da, çeşitli paralel evrenlerin en önemli şehirlerinin Kandor gibi toplanarak bir araya getirilmesi olarak düşünebilirsiniz.

convergence2

“Yeni” Brainiac — seri sonunda eski haline geri dönüyor. 

Convergence hikayesi, tüm büyük hikayeler gibi bir ana seri ve “tie-in” sayılarından oluşuyor. İki ay boyunca DC’nin yayınladığı her şeyin odak noktası olan Convergence’ın, toplam seksen adet tie-in sayısı var. Brainiac’in “ölen” paralel evrenlerden topladığı bu örnekler, tie-in sayılarının da konusunu oluşturuyor. Dolayısıyla, her biri iki sayı süren tie-in serilerini satın aldığınızda, Brainiac’in topladığı bu eski paralel evrenlerden bir hikaye okumuş oluyorsunuz. 

Bu durumun sorumlusu Brainiac, Future’s End serisinde New 52 Earth-0’nun (yani ana DC Evreninin) Manhattan bölgesini de bu şekilde “ele geçirmeye” çalışıyor, fakat başta Superman olmak üzere çeşitli kahramanların yardımıyla durdurulduğu için bunu başaramıyor. Convergence başladığı sırada, Brainiac bu yüzden “hapsedilmiş” durumda.

Tamamen bu seri için yaratılan ikinci karakterimiz Telos, Brainiac tarafından toplanan bu şehirlerin bir araya getirildiği gezegen, ve bu gezegenin bilinç kazanmış Avatar’ı olarak karşımıza çıkıyor. Efendisi Brainiac’in Future’s End hikayesindeki başarısızlığının ardından kendi inisiyatifini kullanmaya başlayan Telos, serinin ana kötü karakteri olarak bu “kurtarılmış” şehirleri birbirleriyle savaşmaya zorluyor, ve hayatta kalanın varlığını sürdürebileceği bu korkunç turnuvanın mimarı oluyor.

Seri ilerledikçe, Telos’un “kötü karakter” olan konumunun da değiştiğini görüyoruz. Gezegenin bilinç kazanmış hali değil, bir nevi Galactus – Silver Surfer örneği gibi, gezegenini kurtarmak için Brainiac’e hizmet etmeyi kabul etmiş ve hafızası silinmiş bir insan olduğunu öğrendiğimiz Telos, serinin özellikle ikinci yarısından sonra, kahramanlarımızın tarafına geçiyor, ve onlara serinin asıl kötü karakterini durdurmak için yardımcı oluyor.

https://www.altevren.net/images/convergence1.jpg

Telos

Serinin asıl kötü karakteri olarak sunulan kişi ise, daha önce DC Comics için bu kadar önemli bir rol oynamamış olan Deimos. İlk sayılarda Telos’u durdurmak için kahramanlarımıza yardım edermiş gibi gözüken Deimos, sayılar ilerledikçe sınırsız güç kazanıyor, ve Brainiac tarafından bir araya getirilmiş tüm karakterleri kendisine hizmet etmeye zorluyor.

Asıl şeytani planı ise, bu karakterlerin tamamını ortadan kaldırarak, onların var olmadığı ve tamamen kendisinin yönettiği yeni bir evren yaratmak.

Aslında bir anlamda hepsi “kötü karakterler” olan bu figürlere karşı savaşmaya çalışan temel takımımız ise, World’s End serisinde dünyaları Darkseid’a kurban olan Earth-2 kahramanlarından başkası değil. World’s End serisinin finalinin ardından kendilerini bir anda Telos’un dünyasında bulan Alan Scott, Val-Zod, Jay Garrick, Thomas Wayne, Dick Grayson ve Yolanda Montez Convergence ana serisinin temelini oluşturuyorlar.

Brainiac, Telos ve Deimos hakkında belirttiğim gerçeklerin yavaş yavaş ortaya çıkması, ve kendilerini yepyeni bir savaşın içinde bulan Earth-2 kahramanların Telos’a (ve daha sonra Deimos’a) karşı savaşması ana serinin tek cümlelik bir özeti olarak sunulabilir. Bu noktaya kadar yaşanan en büyük gelişme, Earth-2’nun Batman’i Thomas Wayne’in, takım arkadaşlarına zaman kazandırmak için kendini feda etmesi, ve buna tanık olan Dick Grayson’ın yavaş yavaş bu evrende de süper kahramanlığa adım atması oluyor.

convergence4

Demios, ve başta onun kendi taraflarında olduğunu düşünen Earth-2 kahramanları

Serinin kırılma noktası ise, Convergence kapsamında bir araya getirilen karakterlerin Deimos’a hizmet etmeyi kabul edenler ve ona karşı gelenler olarak ikiye ayrılması ile gerçekleşiyor. Kısa bir savaşın ardından Zero Hour döneminden çıkıp gelen Parallax, Telos’un da yardımıyla (ama onun isteği dışında) Deimos’u öldürüyor, ve bir an için hikaye sona ermiş gibi gözüküyor.

Fakat, Deimos’un ölümüyle, onun sahip olduğu sınırsız miktardaki güç de etrafa yayılıyor, ve bütün gerçeklik yok olmaya başlıyor.

Bunu durdurabilecek güce sahip tek kişi olan Brainiac’ı serbest bırakmaya karar veren karakterlerimiz, onun bu yeni haline dönüşme hikayesini anlatan kısa bir tiradı dinledikten sonra, kendi zamanlarına / evrenlerine gönderiliyorlar. Dönebilecekleri bir dünyaları olmayan Earth-2 karakterleri ise, hikaye boyunca yaptıklarından dolayı Telos’un dünyasında kalmaya karar veriyor, ve kendi evrenlerine gönderilen bu gezegende, yeni bir dünya kurmak için çalışmalara başlıyorlar. Bütün karakterlerin geldikleri yerlere gönderilmesiyle, işler normale dönüyor ve gerçekliğin yok olması engellenmiş oluyor.

convergenceson

Earth-2 açısından taşıdığı bu önemin yanı sıra, Convergence serisinin bir önemli sonucu daha var. Brainiac’in herkesi kendi evrenine ve zamanına gönderdiği sırada, Parallax ve Flashpoint öncesi Superman de buraya gitmeye, ve Crisis on Infinite Earths hikayesinde yaşanan “ilk kriz”i durdurmak için savaşmaya karar veriyor. Yalnızca bir sayfa sonra – elbette, orada neler olup bittiğini görmeden – onların başarılı olduğunu öğreniyoruz. Böylece bir anlamda, Crisis on Infinite Earths’ün otuzuncu yıldönümünde, DC Comcis Crisis’in etkilerini gerçekliği üzerinden kaldırmış oluyor.

Brainiac bu durumu, “Her dünya değişmiş, gelişmiş durumda, ama hepsi varlığını sürdürüyor.” sözleriyle açıklıyor. Bu durum ne anlama geliyor? DC Multi-evrenindeki evrenlerin sayısı yeniden sınırsız mı olmuş durumda? Bu evrenler farklı bir Multiverse içinde mi yer alıyor? Bu evrenler sık sık kullanılacak mı, yoksa unutulmuş ama hala varlığını sürdüren evrenler olarak mı bırakılacaklar? Crisis’in etkileri gerçekten ortadan kalktı mı? Bu durumda Crisis’in yaşanmamış olduğunu söyleyebilir miyiz? Yoksa her şey DC Comics’in, bize bir anlamda “Artık her yerden hikayeler görebilirsiniz, fazla sorgulamayın!” deme yolu mu? 

Bunların hepsi, ileride cevaplanacak sorular, ama DC Comics yazar ve çizerlerinin artık şirketin tarihinde gözükmüş her türlü paralel evreni kullanmakta çok daha özgür olduğu bir gerçek.

Convergence serisinin en önemli sonucu da burada yatıyor – ama başta linkini verdiğim yazıda da söylediğim gibi, Convergence DC Tarihi açısından gözüktüğü kadar kritik bir hikaye değil. Asıl büyük hikaye, Darkseid War, yeni yeni başlıyor.

Bu karışık sonu elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum, biraz daha detaylı olarak okumak için şu üç linkten faydalanabilirsiniz:

Yazar Jeff King ile son sayının sırları (“Biz de ne yaptığımızı bilmiyoruz” anlamına gelen çeşitli bölümler mevcut)

Finalin Getirdiği Beş Soru 

Convergence’ın Sonunun Bir Açıklaması