Genel Çizgi Roman Yazıları - Giriş Dosyaları

Filmlerin Etkisiyle Çizgi Romanlara Başlayacakların Mutlaka Bilmesi Gereken 5 Şey

Avengers: Age of Ultron gibi filmlerin vizyona girmesi, çizgi romanlara olan ilgiyi ciddi anlamda yukarıya çekiyor. Özellikle bu tarz önemli filmler gündemdeyken, daha önce çizgi roman okumamış pek çok insan, çizgi romana başlamak konusunda ciddi bir motivasyona sahip oluyor.

Aslında bu yeni bir durum da değil. Çizgi roman okumaya 2000’li yıllardan sonra başlayan herkeste; filmlerin, dizilerin, çizgi filmlerin çok ciddi payı olduğu söylenebilir. Fakat, son beş – altı yılda, bu etkilenme yeni bir boyut kazanmış durumda: hem Marvel’ın, hem de DC’nin sinema ve televizyon üzerinden yarattığı “evren”ler, okurların çizgi romana çok daha bilinçli, çok daha bilgili, çok daha dikkatli bir şekilde yaklaşmasını sağlıyor. Ancak bu, beraberinde bazı sorunlar da getiriyor.

Çünkü, her ne kadar “evren” mantığının oturtulmasıyla çizgi romanlar ve diziler / filmler birbirine yaklaşmış gibi gözükse de, bu ikisi arasında hala çok ciddi farklar var.  Avengers: Age of Ultron filminin vizyona girmesinden sonra aldığım mesajlardan ve daha önceki tecrübelerimden derlediğim, beş maddelik, bu ufak listenin, filmlerden yola çıkarak çizgi romanlara başlamak isteyenlere bir nebze yardımcı olacağını düşünüyorum.

DC Sinema Evreni, hepinizin bildiği gibi, şu anda sadece Man of Steel filmiyle sınırlı, ve gelen soruların çoğu da Marvel ile alakalı oluyor. Bu yüzden, örneklerimi Marvel üzerinden vermeye çalışacağım, ama yazıyı ilerisi açısından da güncel tutmak için çeşitli noktalarda DC’den de örnekler verebilirim.

1 – Çizgi Romanlar ve Filmler, birbirinden aslında tamamen farklı. 

Bu yazıyı, kolay okunması amacıyla bir liste olarak yazıyorum, fakat dönüp dolaşıp geleceğimiz nokta bu.

Her ne kadar filmlerde de belli bir evren mantığının yaratılması bu mecralar arasında bir paralellik varmış gibi gözükmesine yol açsa da, filmler – diziler ile çizgi romanlar Marvel / DC gibi şirketler tarafından büyük ölçüde ayrı tutuluyor. Dolayısıyla, geriye kalan maddelerde de bir nebze göreceğiniz gibi, filmlerde gördüklerinizin çizgi romanlarda da aynen öyle olacağını varsaymak, veya çizgi romanların size filmler hakkında fikir vereceğini düşünmek pek doğru değil.

2 – “Filmin çizgi romanını okumak” diye bir şey yok!

Özellikle ilk Avengers filminin çıkışından beri sık sık aldığım sorulardan bazıları bu konu etrafında şekilleniyor: “Avengers filmini izledim, çok beğendim, şimdi çizgi romanını da okumak istiyorum, ne okumalıyım?” – “Avengers filmindeki hikaye hangi çizgi romandan geliyor?” – “Avengers filmi hangi çizgi romanın uyarlaması?”

Ne yazık ki – kitaplardan uyarlanan filmlerin aksine – çizgi romanlarda aynı isimli, aynı hikayeyi anlatan eseri alıp, filmde yaşanan olayların orijinalini okumak gibi bir durum yok.

Birkaç ufak istisna dışında, izlediğiniz filmler tek bir çizgi romanda anlatılan hikayeleri yansıtmıyor. Filmler ve diziler, genellikle senaryo yazarlarının, yapımcıların, stüdyoların çizgi romanlardaki temel kurguları alıp, bunları kendi görüşlerine göre yeniden yorumlamasıyla yaratılıyor. Bazen beş – altı çizgi romandan öğeler toplanıyor, bazen sadece esinleniliyor, bazen sadece karakterler kullanılıyor.

Peki ama…

3 – Evet, isimleri aynı olsa bile!

Bazı durumlarda, filmler ile çizgi roman serileri birbiriyle birebir aynı adı taşıyor.

Winter Soldier Captain America’nın ikinci filminin adı, ama aynı zamanda bu isimde bir çizgi roman var. Days of Future Past, en meşhur X-Men hikayelerinden bir tanesi. Gelecek filmlerden Captain America: Civil War‘un adı, Marvel’ın Civil War serisinden geliyor. Age of Ultron bile, aslında Marvel’ın geçtiğimiz senelerde yayınladığı önemli bir hikayenin adı.

Ama, bu durumlarda bile, hikayeler aynı değil. Benim bu yazıyı yazdığım tarihte, Avengers: Age of Ultron‘un Türkçe Vikipedi sayfasında (ki, elbette, Türkçe Vikipedi asla güvenilmemesi gereken bir kaynak) “Marvel Comics’in aynı adlı çizgi roman serisinden uyarlanmış” bir film olduğu yazılı.

Tamamen yanlış! Film ve çizgi roman arasında en ufak bir benzerlik bile yok, yapımcı Kevin Feige’in söylediği gibi, sadece “başlık ödünç alınıyor”. Film, Avengers ekibinin Ultron ile mücadelesini anlatıyor. Age of Ultron çizgi romanında Ultron neredeyse hiç gözükmüyor. Çizgi romanın ana karakterleri Sue Storm ve Wolverine. İkisi arasında, neredeyse hiçbir bağlantı yok.

Avengers: Age of Ultron ve Age of Ultron’u karşılaştırmak için, sitemizdeki Age of Ultron incelemelerine göz atabilirsiniz.

Aynı durum, Winter Soldier, Days of Future Past gibi hikayeler için de geçerli, Civil War, Infinity War gibi hikayeler için de geçerli olacak.

4 – Çizgi roman evrenleri, film / dizilerin evrenlerine göre çok, çok daha büyük. 

İnternette yavaş yavaş, henüz hiçbir filmi izlememiş potansiyel seyirciler arasında, “Acaba Marvel filmleri izlemeye değer mi? Çünkü çok fazla film var…” gibi cümleler okumaya başlıyoruz.

Oysa, aslında çok fazla film yok. Filmler yalnızca birkaç yıldır bu evren mantığıyla yapılıyor. Çizgi romanlarda ise, durumun kökleri çok daha derine gidiyor. Belki de şöyle söylemeliyiz: “Filmlerin çok fazla olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bir de çizgi romanları düşünün!”

Süper kahramanları yaratan şirketin, DC Comics’in karakterleri, 1940’lardan beri aynı evreni (daha doğrusu, “evrenleri”) paylaşıyorlar. Bu, İkinci Dünya Savaşı ile aynı yıllara denk geliyor!

Marvel’ın bugün bildiğimiz şekliyle bir evren olarak kurgulanması 1960’larda oluyor, ama onların da kökleri 1940’lara dayanan (Captain America gibi, Namor the Sub-Mariner gibi) pek çok unsurları var. Bu iki şirket, bunca yıldır, her ay onlarca çizgi roman çıkartıyor. Bu evrenlerin, paralel evrenlerin, alternatif zamanların ne kadar büyük, ne kadar karmaşık olduğunu siz hayal edin.

5 – “Tüm Marvel Evrenini / Tüm DC Evrenini Okumak” dediğinizde, bu pek anlam ifade etmiyor…

Bu, özellikle “Comics” Alemine Giriş Rehberi’ni okuyan okuyucularımızın Avengers filmlerinin etkisiyle en çok sorduğu soruların başında geliyor: “Marvel’a başlamak istiyorum, sizin listenizi buldum, ama listeniz Nick Fury’s Secret War ile başlıyor… Bense tüm Marvel Evreni’ni, baştan sona okumak istiyorum!”

Birkaç farklı kişiden, neredeyse aynı cümlelerle aldığım sorulardaki mantık şu: İnsanlar, karakterlerin doğuşunu, Avengers’a katılışını, Avengers ile yaşadıkları macerayı, sonra kendi hayatlarında nasıl devam ettiklerini, tam bu sırayla okumak istiyorlar. Fakat bu, çizgi romanlarda yer alan bir mantık değil. Bu filmlerin kronolojisi.

Zira filmlere baktığınızda, birbirini düzenli olarak takip eden şu sırayı görüyorsunuz:

altevrenfilmkronolojimarvel

Film sayısı fazla değil, her şey birbirini sırayla ve mantık çerçevesinde takip ediyor, neyin neden önce, neyin neden sonra yaşandığı gayet açık ve net.

Oysa çizgi romanlarda, yine bir doğruyla temsil edecek olursak, durum daha çok şuna benziyor:

filmler5cizgiromanson

Başlangıcı karışık, her şey iç içe, sonu yok, birden fazla evren… Evet, doğru gözüküyor!

Zira, pek çok potansiyel çizgi roman okurunun hayalini kurduğu şekilde,  “kahramanların doğuşundan itibaren Avengers’a katılışı – Avengers maceraları – Sonra kendi hikayelerinin devamı” gibi bir mantık çizgi romanlarda yer almıyor. Avengers, 1960’larda ortaya çıktığından beri her ay yayınlanan bir seri. Karakterlerin doğup, kendi başlarına bir macera yaşayıp, sonra Avengers’a katılıp, oradaki olayları yaşayıp, kendi serilerine dönmeleri gibi bir durumdan söz edemiyoruz – bunların hepsi bir arada oluyor.

Bugün Avengers, Captain America, Thor, Iron Man, hepsi her ay çıkan dergiler, hepsi aynı anda olaylar yaşıyor, hepsi aynı anda gerçekleşiyor.

Aynı zamanda, tabi okunması gereken çok, çok fazla şey var. Bazı ufak örnekler: Avengers’ın ilk serisi 504 sayı. Iron Man’in ilk serisi 332 sayı. Thor’unki 621 sayı. Spider-Man 700 sayı. Marvel’ın daha binlerce karakteri var (X-Men’ler, Fantastic Four’lar, Daredevil’ler, bunları hiç saymadım bile) ve bunlar bahsettiğim karakterlerin bile sadece ilk serileri. Nasıl bir “evren”den bahsettiğimizi siz düşünün. DC Comics tarafında da durum aynı şekilde, hatta en önemli karakterleri daha eskiye dayandığı için sayı miktarı daha da fazla.

Kaldı ki sınırsız paranız, vaktiniz, enerjiniz olsa ve bunları okusanız bile, her şey sürekli bir mantık çerçevesinde gelişmiyor. Karakterler aynı anda farklı serilerde gözüküyor, kronoloji çoğu zaman belli olmuyor, yüz sayı boyunca okuduğunuz şey bir sayıyla, bir anda, geçersiz sayılabiliyor, vesaire vesaire.

DC Comics’in tarihi bu konuda mükemmel bir örnek, zira tek başına söylendiğinde “DC Evreni” kavramı pek bir şey ifade etmiyor: çeşitli zamanlarda yeniden yaratılan, sıfırlanan, baştan başlatılan pek çok evren var.

Dolayısıyla, çizgi roman okurlarının, çizgi roman hayranlarının ilk kabullendiği şeylerden birisi, bu tarz konularda çizgi romanlarda hiçbir zaman kesin bir mantığın olmayacağını anlamak oluyor. Elbette büyük hikayeleri, önemli meseleleri art arda yerleştirerek kronolojik listeler yaratabiliyoruz (Marvel Tarihi – DC Tarihi böyle denemeler) fakat sonuç olarak, “tüm evreni” okumak gibi bir cümle, çok bir mantık ifade etmiyor.