DC Comics Yazıları

Batman R.I.P. ve Grant Morrison Üzerine Notlar

riptech1

2008 yılından yayınlanan Batman R.I.P., pek çok açıdan karışık, anlaşılması zor, ciddi miktarda okuma gerektiren, kompleks bir seriydi. Üstelik, şahsi fikrimi soracak olursanız, DC Comics ve Grant Morrison’un bu hikaye etrafında aldığı bazı kararlar, seriyi sayı sayı takip etmeyen kitle için, işi normalde olacağından çok daha karışık hale getirdi.

Batman R.I.P. incelememizin kendisini, Sayı Seri İncelemeleri bölümümüzden okuyabilirsiniz. Bu yazı, incelememizde ve seride kafa karıştırıcı olabilecek bazı konuları, madde madde açıklamaya çalışan bir makale olacak.

 1 – Batman R.I.P., son derece karışık bir hikaye olmasının yanı sıra, aslında Grant Morrison’un yazarlığındaki Batman döneminin sadece bir bölümüydü. Dolayısıyla, seride konu alınan pek çok şey, daha önceki sayılar okunmadan – hatta daha sonraki sayılar okunmadan – tam anlamıyla anlaşılması mümkün olmayan konulardı.

2 – Belki de en önemlisi, Batman R.I.P, bana kalırsa, stratejik olarak yanlış isimlendirilmiş bir hikayeydi. Bunu biraz açmak istiyorum.

“R.I.P” kısaltması, kökü Latince’ye dayanmakla birlikte, İngilizce’de Rest in Peace kelimesinin kısaltmasıdır ve mezar taşlarının vs. üstünde yer alır. Dolayısıyla, R.I.P, bizim “Toprağı bol olsun” veya “Allah rahmet eylesin” cümlelerimiz gibi, birisi öldükten sonra söylenecek / yazılacak bir cümledir.

O yüzden, eğer siz gidip hikayenizin adını Batman R.I.P. koyarsanız, seriyi okuyacak veya merak edecek insanlar bunun “Batman’in öleceği” bir hikaye olduğunu düşünürler. Tabi bunu, okuyucuları yanıltmak, bir sürpriz yapmak için de kullanabilirsiniz, ama bir de gidip Batman R.I.P’ten sonraki hikayenin adına Batman: Last Rites gibi, yine ölümle alakalı bir başlık koyarsanız, sonra gidip aslında aynı süre zarfı içinde Batman’i (tamamen ayrı bir seri ve tamamen ayrı bir kurgu içinde) gerçekten öldürürseniz, durumu daha da karıştırmış olursunuz.

Daha fazla uzatmadan size durumu açıklayayım. Batman R.I.P., adına rağmen, Batman’in öldüğü bir hikaye değildi. Hatta, ortada Batman’in ölmesinin lafı geçmiyordu – serinin “kötü karakterleri” olan Black Glove organizasyonunun asıl amacı, Batman’i öldürmek değildi.

Batman R.I.P.’in son sayısı Batman # 681, Aralık 2008 kapak tarihiyle satışa sunulmuştu. Batman, bu sayının sonunda bir helikopter patlaması  yaşıyor, fakat DC’nin diğer dergilerinde gözükmeye devam ediyordu – yani ölmüyordu.

Bir ay sonra, Ocak 2009’da, Final Crisis # 6 yayınlandı. Batman, bu sayıda, Darkseid tarafından öldürüldü. (Yani, en azından öyle gözüktü). 

Final_Crisis_6_cover_a

Buradaki sıkıntıyı görebiliyor musunuz bilmiyorum, ama bence bir satış stratejisi olarak, yapılan hata çok bariz: Eğer bu kadar önemli bir karakterinizi öldürecekseniz, ölümden bir ay önce tamamlanan, ve karakterin ölümüyle (çok büyük ölçüde) hiçbir ilgisi olmayan bir hikayeyi, Batman R.I.P. olarak adlandırmazsınız.

İşin “teknik” mantığı şuydu: Batman, R.I.P. hikayesinden sonra Final Crisis macerasında yer almak için Gotham’dan ayrılmış, Justice League’in yanına gitmiş, Final Crisis sırasında da ölmüştü. Arada geçen sürede, herkes Batman’in “kayıp” olduğuna inanmış, Batman serileri bu mantıkla, yan karakterler üzerinden ilerlemişti. Özellikle, “R.I.P. The Missing Chapters” maceraları okunduğunda, iş az çok bir mantığa oturuyordu.

Fakat tabi ki, R.I.P. – Final Crisis – Last Rites üçlemesi, her şeyin mantıklı olmasını bekleyerek okuduğunuzda, özellikle de isimlendirme açısından, ciddi sıkıntılar içeriyordu. Üstüne üstlük, her şeyin az çok bir mantığa oturtulduğu (Final Crisis’ten önce yaşananları anlatan) R.I.P. Missing Chapter maceraları da, Final Crisis’in sona ermesinden, Last Rites hikayesinin bitmesinden aylar sonra yayınlanmıştı.

Aynı şekilde, Morrison’un yazarlığının ilerleyen dönemlerinde de, R.I.P.’in aslında Rest in Peace’in değil, Rot in Purgatory’nin kısaltılmışı olduğu ortaya çıktı – ama bu da tabi herhangi bir önem teşkil edeceği dönemden aylar sonra oluyordu.

Kısacası, eğer bu dönemde Batman okuyan bir okursanız; Batman R.I.P. adlı, Batman’in ölümüyle alakası olmasını beklediğiniz bir seri okuyordunuz, serinin içinde bu konu gündeme bile gelmiyordu, serinin sonunda Batman bir helikopter patlaması içinde kalıyordu, ama daha sonra gidip Final Crisis kurgusu içinde Darkseid ile savaşıyor, R.I.P.’teki hikayeden tamamen bağımsız şekilde ölüyor, ama Batman serilerinde onun sadece kayıp olduğu söyleniyor, olayı biraz netleştiren açıklamalar ise aylar sonra yapılıyordu. 

riptech2

3 –  Ki bu da, bizi yine önemli bir başka noktaya getiriyor. Batman R.I.P ve genel olarak Grant Morrison’un Batman dönemi, son derece zorlu bir dönem olmanın yanı sıra, aynı zamanda, her şeyi doğru sırayla okusanız bile, her zaman mantıklı olmayan bir dönemdi. Zira, büyük “event”ler, önemli hikayeler ve farklı serilere yayılmış olması sebebiyle, hikayelerin kusursuz bir sırayla okunması mümkün değildi.

Örneğin, “Batman R.I.P.” ile “Final Crisis” arasındaki dönemi anlatıyor olması gereken sayılar, Batman 701 ve 702’ydi. R.I.P’in 681 ile bittiğini hatırlayacak olursanız, aradaki zamanlamanın ne kadar problematik olduğunu görebilirsiniz.

Kısacası, Batman R.I.P., olabilecek en doğru, en sadık sırayla okunduğunda bile, kronolojik bir mantığı olmayan bir seriydi. Zaten kendi içinde bu kadar karışık olan bir serinin, bir de böyle bir özelliği olması, işi daha da zorlaştırıyordu.

4 – Son olarak, (yeteri kadar sıkıntı yokmuş gibi) işin içine bir de New 52 girdi. Tahmin edebileceğiniz gibi, Batman R.I.P., Final Crisis ve sonrasındaki olaylar, hep New 52 öncesinde geçen maceralardı. Daha sonra, New 52 gelip tüm DC Evreni’ni sıfırladı, Batman birinci sayıdan başlatıldı. Fakat Grant Morrison’un kendi hikayesini anlatmaya devam ettiği Batman Incorperated serisi ve konsepti, aynen devam etti.

Bu da, işi son bir cümleyle özetlersek, Batman R.I.P. ve Morrison dönemini, her zaman istikrar ve tutarlılık beklenmemesi gereken, kendi içindeki mantığı ve devamlılığı ile anlaşılması gereken bir seri haline getirdi.

Eğer bu dönemi okumak gibi bir niyetiniz varsa, bu bilgilerin aklınızın bir köşesinde olmasında, “anlayamadığınız” veya “fazla karışık bulduğunuz” noktaların, büyük ölçüde sizden değil, serinin kendi yapısından kaynaklandığını hatırlamanız da, sizin için daha rahat bir okuma deneyimi sunacaktır.