Marvel Comics İncelemeleri

Avengers vs. X-Men # 1

avengers_vs-_x-men_vol_1_1Evet, Avengers vs. X-Men’in ilk sayısı bugün, yani 4 Nisan’da çıkıyor. Saat şu an burada 07:40, yani henüz çizgi roman dükkanları açılmış değil. Ama o da ne?! AltEvren’in incelemesi hazır bile!

2012 yılının büyük olayı Avengers vs. X-Men, sonunda birinci sayısıyla başlıyor. Düzenli olarak preview’lara bakan, Marvel.com’da yayınlanan resimleri gören biri için, aslında pek de sürpriz içermeyen bu sayının belki de en şaşırtıcı özelliği, lafı dolandırmadan, hikayeyi fazla uzatmadan doğrudan konuya girmesi.

AvX’in birinci sayısına, kısa bir Phoenix Force sahnesiyle başlıyoruz. Phoenix Force, bir gezegene giriyor, gezegendeki her şeyi yok ediyor, ve Dünya’ya doğru seyahatine devam ediyor. Bu korkutucu sahneyle serinin ana teması bir kez daha gözler önüne serilirken, biz de Avengers Tower’a dönüyoruz.

Avengers Tower’ın tepesinde takılmakta olan takımımız, bir anda yanan bir cismin gök yüzünde belirişiyle ciddileşiyor. Hemen bu cismi takip ediyorlar, ve bu cismin kontrolünü kaybetmiş bir şekilde atmosfere giren Nova olduğunu görüyorlar. Preview sahnelerinde de sıkça gördüğümüz gibi, Nova zar zor kalkıyor, ve “It’s Coming” diyerek bayılıyor. Daha sonra kendisinin komaya girdiğini öğreniyoruz.

Bundan sonra, Utopia’ya dönüyoruz. Avengers X-Sanction hikayesinin sonunda Cable’dan Hope ile Phoenix arasındaki ilişkiyi öğrenmiş olan Cyclops, Hope’un oldukça ağır hale getirilmiş eğitimini sürdürüyor. Güçlerini de kullanmasına izin vermeden onu zorlamaya devam eden Cyke, Hope’un ısrarlarına rağmen onu neye hazırlamakta olduğunu da söylemiyor. Ki bu da sonunda Hope’u çileden çıkartıyor ve Cyclops’a ağzının payını veriyor:

Tam bu sırada, Captain America ve Iron Man, ABD politikacılarını gelen tehlike konusunda bilgilendiren bir sunum yapıyorlar.  Hope’un yukarıda gördüğünüz Phoenix – vari güçlerinin ortaya çıkmasıyla, bir anda sunumlarının ekranı parlamaya başlıyor. Tony Stark, “Phoenix’e benzer bir gücün Dünya’da ortaya çıkması takdirinde bizi haberdar edecek bir sistem kurmuştum!” şeklinde bir açıklama yaparak, PowerPoint sunumlarının geldiği teknolojik raddeyi gözler önüne seriyor.

Şaka bir yana, bu sayede bu enerjinin kaynağının Utopia olduğunu anlıyorlar, ve doğrudan buraya gitmek yerine, New York’a, Wolverine’in yanına gidiyorlar.

Çok yakından takip etmeyen okuyucularımız için, Wolverine’in sadece bir X-Men üyesi olmadığını, aynı zamanda bir Avenger olduğunu, ve X-Men: Schism hikayesi ile birlikte Cyclops ile yollarını ayırmış olduğunu da hatırlatalım. Wolverine ile Cap arasında geçen konuşmanın özeti çok basit: Cap, Wolverine’e ona güvenip güvenemeyeceğini soruyor, Wolverine’in cevabını da öğrenemiyoruz.

Çünkü, yazar takımımız bizi doğrudan Cap’in Utopia’ya geldiği sahneye yönlendiriyor. Burada da,  yine preview’larda sıkça gördüğümüz ve aslında gayet rahat tahmin edebildiğimiz o konuşma geçiyor: Captain America, Cyclops’a Hope’u teslim etmesini, çünkü Phoenix Force’un Dünya’ya gelmesinin korkunç sonuçları olabileceğini söylüyor. Cyclops ise, Phoenix Force’un yok oluşu simgelediği kadar yeniden doğuşu da simgelediğini ve bunun mutant ırkı için son bir umut olabileceğini belirtiyor.

Dediğim gibi, bu kadarını hepimiz bekliyorduk. Belki biraz beklemediğimiz bir olay, iki tarafın bu kadar çabuk agresifleşmesi oluyor. Çünkü, Cyclops’un cevabından sonra, Cap “Üzgünüm ama fikrini sormuyorum, sana yapman gerekeni söylüyorum.” diyerek durumu netleştiriyor. Cyclops ise, şöyle cevap veriyor: “Skrazzzkooom!”

Bunun ardından, Cap “Avengers Assemble!” sloganını atıyor, ve Avengers, New Avengers ve Secret Avengers grupları Utopia’da beliriyor. Üstelik, Wolverine de Avengers grubunun içinde! İlk sayımız, X-Men savaşmaya hazırlanırken ve Cyclops Emma Frost’a Hope’u güvenli bir yere götürmesini ve ne pahasına olursa olsun onu korumasını söylerken sona eriyor. 

Yorumlar

Evet, beklediğimiz seri sonunda başladı. Birinci sayılar üzerinden mantıklı bir yorum yapmak artık çok zor bir hale geldi, ama temel olarak serinin beklendiği gibi başladığını söylemek mümkün sanırım. Yazıda da dediğim gibi, belki beklemediğimiz şey “savaş”ın bu kadar hızlı başlamasıydı. Pek bir altyapı vermeden, olay tartışılmadan, doğrudan “Skrazzoooom” diye olaya girilmesini, ve Avengers takımlarının Utopia’yı basmasını beklemiyordum şahsen.

Bunun kötü yanı, hikayenin altyapı olarak biraz zayıf kalması olarak düşünülebilir, ama bence bu sorun değil, çünkü Cyclops’un ve X-Men’in tutumu anlaşılabilecek bir tutum. Sonuçta adamlar sadece savundukları bir görüş için fikir belirtmiyorlar, ırklarının ayakta kalması için yapabilecekleri tek şeyi yapıyorlar. Bu yüzden hassas ve tartışılamayacak bir konu, X-Men açısından. Eh, Avengers açısından da kaybedilebilecek milyonlarca hayatın hesabı yapılıyor tabi, o yüzden aslında savaşa doğrudan girilmesinin çok da bir negatif yanı yok.

Bununla birlikte, savaşa erken başlanmasının bir de şöyle bir “avantajı” olabilir. Bu 12 sayılık bir seri olacak. Yanında da, “AvX Vs” isimli, sadece birebir savaşlara yoğunlaşacak bir mini seri çıkacak. Bana kalırsa, taraflar bu kadar hızlı kutuplaşmışken, imkanı yok Avengers vs. X-Men’in on iki sayısı da “Avengers vs. X-Men”den ibaret olamaz. Bu da olayın bir yerde büyüyeceğini, iki takımın bir adadaki savaşından ibaret olmayacağını gösteriyor, ki bu da sevindirici bir durum.

Bu arada, Wolverine konusu muhtemelen en merak edilen konulardan biridir, onunla da ilgili fikrimi paylaşayım. Bana kalırsa, Wolverine’in kaderi kesinlikle X-Men’in yanında. Kısa vadede, önümüzdeki bir –iki sayıda Wolverine’in doğrudan X-Men yanında savaşmaya başladığını görebiliriz; ya da uzun vadede – Civil War’da Spider-Man’in yaptığı gibi – yanlış tarafta savaştığını anlayıp X-Men’e geçtiğini görebiliriz. Bunların ikisi de mümkün, ama Wolverine’i bu seride X-Men’e karşı olarak göremiyorum ben.

Bunun dışında, AvX  # 1 için söylenebilecek fazla bir şey yok. Görevi seriye giriş yapmak olan bir çizgi roman için ortalama bir girişle atlatıyor. Açıkçası Bendis bu beş yazarlık grup içinde “Bitse de gitsek” şeklinde düşündüğüm tek yazar. Bir an evvel şu Bendis’li sayıları atlatıp, Hickman’lı, Brubaker’lı sayılara gelince daha güzle olacak diye tahmin ediyorum.