DC Dizileri

Arrow S02E21

arrows2e21iArrow’da sezon finaline yalnızca iki bölüm kalırken, şehre yaklaşan tehdit başta Ollie olmak üzere tüm ekibimizi etkiliyor. Geleneksel uyarımızı yapalım, geçen bölüm önemli gelişmeler olmuştu, bu bölüm de onun üzerine yazacağımızdan dolayı buradan sonrası komple spoiler.

Öncelikle şunu söylemem lazım, Moira’nın cenaze sahnesi etkileyici bir sahneydi. Üzerine bir de Ollie’nin cenazeye katılamaması, bunun (ve tabii Moira’nın ölümünün) ailesi ve arkadaşları üzerindeki etkisini güzel bir sahneyle yansıtmayı başarmışlar. Böyle sahnelerde müzik seçimi de çok önemli olabiliyor. Normalde çok değinmediğim bir konu fakat bu sahnedeki müzik sahneye çok uygun bir müzikti, bunu belirtmek istedim. Indians adlı grubun “Somewhere Else” adlı şarkısıymış, merak eden olmuştur belki. 

Bunun dışında, Ollie’nin pes etmiş, çökmüş, kendini Slade’e teslim ederek bu işi bitirmeye hazır halleri beni oldukça etkiledi açıkçası. Daha önce de Ollie’nin dibe vurduğuna değinmiştik fakat annesinin ölümü bardağı taşıran son nokta oldu. Fakat bu noktadan onu döndürenin Laurel’in Blood’la ilgili ortaya çıkardığı gerçek olması biraz garipti bana kalırsa. Laurel’in yine Blood’dan şüphelenmesi ve gerçeği ortaya çıkarınca direk Ollie’ye gitmesi tamamdı, buna bir itirazım yok. Fakat bu kadar çökmüş bir insanı sadece Blood’ın Slade’e çalışıyor olması çok da etkilememeliydi. Sonuçta kendisinin de dediği gibi, Blood Slade’in bir piyonuydu sadece. Burada biraz kurgusal bir eksiklik gördüm gibi. 

Burada biraz daha ciddi noktalara dalmak, Ollie ve Peter’ın kahramanlık hakkında yaptıkları “başkaları için kendini feda etme” vurgusuna değinmek istiyorum. Psikolojide “altruism” veya Türkçe terimiyle “özgecilik” diye tanımlanan bu davranış biçimi, gerçekten de “kahraman” dediğimiz olgunun ana yapı taşlarından biri. Fakat burada –her ne kadar dizi bu kadar derin düşünmemizi gerektirecek bir seviyede olmasa da—yapılan fedakarlığın yapısıyla ilgili bir sorun var bana kalırsa. Peter da, Ollie de, başkaları için canını vermeye dünden razılar. 

arrows2e21ii

Hatta Peter’ınki biraz karikatür boyutuna varıyor, nasıl ki filmlerde en önemsiz karakter en önce ölür, torpido sahnesinde de, şimdiye kadar doğru düzgün repliği olmayan, Ollie, Sara ve Anatoly’nin yanında figüran konumunda kalan Peter’ın kendini feda etmesi bana kalırsa klişelikte biraz absürtlük boyutuna kaçtı. Aynı şekilde, Ollie’nin de kendini Slade’e teslim etmeye kalkması biraz anlamsızdı. Slade Moira’yı öldürürken zaten Ollie’ye sevdikleri üzerinden zarar vereceğini açık etti. “Ölmesi gereken bir kişi kaldı” dediğinin de Ollie olmadığı belli. Sonuç olarak, Ollie ve Peter’daki şehit psikolojisi çok doğru bir psikoloji değildi. Tabi Peter’ın zaten ölüyor olmasıyla, Ollie’nin de sonradan toparlanmasıyla bu psikolojiyi bir şekilde bertaraf etmeyi başardılar. Ama dizinin bu yönünün biraz zayıf kaldığını belirtmek istedim.

Peter demişken, ada sahneleri de bir garipti sanki. Ben mi yanlış hatırlıyorum, yoksa o denizaltı adanın ortasında bir yerlerde değil miydi? Nasıl oldu da suya sokmayı başardılar? Torpido kimi vurdu, Peter’ın fedakarlığı boşa mı gitti? Ada sahneleri çok net değildi, en azından onu söyleyebilirim. Galiba torpidoyu kullanarak denizaltıyı çalıştırdılar ama yine de sahnelerde bir saçmalık vardı bence. Dışarıda bıraktıkları Sara’ya ne olduğu da bir muamma. 

arrows2e21iv

Devam edecek olursak, Walter’ı tekrar görmek güzeldi, keşke rolü biraz daha artırılsa diye düşündüm. Hem Thea’nın, hem Ollie’nin hayatındaki baba figürü açısından önemli bir karakter Walter. İlk sezonda rolü daha çoktu, bu sezon pek göremedik niyeyse. 

Thea konusunda pek fazla söyleyecek bir şey yok, Verdant’i de kaptırmasıyla iyice kaybeden moduna girdi ve kaçmaya karar verdi. Telefonunun ekranında Walter’ı meşgule verdikten sonra Roy’u görmesi iç burktu. Burada da Willa Holland’ın oyunculuğunu övmek lazım sanıyorum, o ufak sahnede bile istenen duyguyu yansıtmayı başardı, Ollie’yle Tommy konusunu konuştuğu büyük sahneleri bile duygusuzca oynayan Katie Cassidy’nin aksine (Laurel). Laurel dizinin en zayıf halkası bana kalırsa. Katie Cassidy çok yapmacık oynuyor gibime geliyor artık, bir türlü beğenemiyorum kendisini. Daha önce de değindiğim gibi, Moira yerine Laurel ölse daha çok memnun olurdum. 

Slade’e de bir değinelim. Kendisi artık hiç görünmese de korkuyu yaymayı başarıyor. Slade’in ve Blood’ın maskeli adamlar ordusu olması gereken korkutuculuktaydı. Ollie’nin Slade’in tüm yumurtalarını bir yere koymayacağını şimdiye kadar öğrenmiş olması gerekiyordu. Sağdan soldan çıkan maskeli adamlar, ve Diggle’ın karşısına çıkan maskeli Rochev güzel kurgulanmıştı. 

Rochev demişken, kendisi bu bölümde korkutucu olduğu kadar komik geldi bana biraz. Marvel’ın meşhur Deadpool’unu bilirsiniz, Deathstroke’tan bozma bir karakterdir kendisi. Bunun bir de “Deadpool Corps” adında, kendisine benzeyen tiplerden oluşan bir ekibi vardır, bunlardan biri de “Lady Deadpool”dur. İşte Rochev maskeyi takınca ona benzemiş, bu bayağı komik geldi bana. 

arrows2e21iii

Tabi Blood’ı da atlamayalım, bölümün odak noktası sayılabilecek bir karakter çünkü. Bence Blood konusunda dizi kartlarını yeterince iyi oynayamadı. Önce geçmişine, karakterine çok değindiler, ardından piyon haline getirdiler. Sezon sonunda belediye başkanı olarak tekrar karşımıza çıkardılar, ama kendisini çoktan unutmuştuk bile. Solomon Grundy’yle ilişkisini derin bir şekilde kurguladılar, sonra Grundy ortadan tamamen kayboldu. Özet olarak, Blood’la ilgili yanlış bir politika izlendiğini düşünüyorum ben.

Geçen bölümde STAR Labs’ten beklediğimiz Mirakuru ilacını bu bölüm de bekledik, bu bölüm de gelemedi. Fakat gelmek üzere Felicity’ye gelen telefondan anladığımız üzere. Roy’u canlandırma ve hem Roy’u, hem de ilacı Slade’e karşı kullanma açısından bu ilacın önemi büyük. Geçen bölüm tahmin ettiğim gibi son dakikaya saklayacaklar sanırım. 

Son olarak da ARGUS mevzusunu incelemek lazım. Waller’ı tekrar görmek güzel olsa da, ARGUS’a dizide yeterince önem verilmediğini düşünüyorum ben. Halbuki ARGUS, DC’nin SHIELD’ı olabilecek potansiyelde bir kurum. DC bu açıdan Marvel’ın biraz gerisinde. Kahramanlar üstü organizasyonlara yeterince önem vermiyorlar filmlerinde ve dizilerinde, bu da evren içi entegrasyonu şimdiye kadar başaramamalarının önemli bir nedeni. 

Bir sonraki incelemede görüşmek üzere.