Marvel Dizileri

Agents of S.H.I.E.L.D S01E16

aoss1e16iAgents of SHIELD’da bir hafta ve bir başka sağlam bölüm daha geride kaldı. Bölümümüz, Clairvoyant’ın peşindeki ajanlarımız Garrett ve Triplet’ın yeni Deathlok’umuz Mike Peterson’la karşılaşmasıyla açılıyor ve deyim yerindeyse “action-packed” bir 40 dakika sonunda bizi Clairvoyant’a çok daha fazla yaklaştırıyor.

Öncelikle şunu söyleyeyim, normalde dizi izlerken oldukça dikkatim dağılır, sürekli başka bir şeylerle meşgul olurum, ve 40 dakikalık diziyi izlemem 1-1,5 saatimi alır. Bu bölüm ise öyle bir tempodaydı ki, başka bir şeyle uğraşmama müsaade bile etmedi, her anı dolu dolu geçti. Agents of SHIELD çok iyi başlamamış olsa da giderek toparlanıyor ve Deathlok’un gelişinden beri (yaklaşık 3-4 bölümdür) bize kötü bir bölüm vermiyor.

Clairvoyant hikayesinin bu kadar gizem sonucu baymaya başladığından daha önce bahsetmiştim, bu bölüm ise bize oldukça sağlam bir ilerleme sağladı. Bölüm sonunda Skye’ın SHIELD’ın psikolojik değerlendirmeleriyle Clairvoyant’ın ajanlarımıza karşı kullandıklarını bağdaştırarak Clairvoyant’ın içeriden biri olduğunu keşfi, May’in gizli hattının Fitz tarafından ortaya çıkarılması ve Victoria Hand’in Coulson hariç takımımızın tamamını öldürme emri bizi çok ilginç bir noktaya getirdi. 

Bölüm sonunda Victoria Hand’in Clairvoyant olduğunu düşünmemizi istediler gibime geliyor fakat Hand Clairvoyant değilse bile onun için çalışıyor, burası kesinleşti. May’in durumu ise biraz daha muğlak, Hand’e mi rapor veriyordu, yoksa Fury’ye mi, bunu öğrenemediğimizden hala hakkında bir yorum yapmak güç. Ben hala Fury’ye rapor verdiğini düşünüyorum. 

Tabii burada ilginç bir noktaya parmak basmak gerekiyor. Sahte Clairvoyant’ımız Thomas Nash Ward tarafından öldürülmeden önce büyük bir gücün Skye için geldiğinden bahsediyordu ve Skye’da istedikleri bir şeyin varlığından söz ediyordu. Eğer Hand Clairvoyant için çalışıyorsa neden Skye’ın da öldürülmesi emrini versin ki, en azından Skye’dan istediğini almadan? Sanıyorum bu konunun Skye’ın ve Coulson’ın kanında dolaşan serumla bir ilgisi var, özellikle de Clairvoyant’ın, Coulson’ın nasıl hayata döndüğünü görememesinden dolayı, ama şu aşamada hala bir çok soru işaretiyle karşı karşıyayız.aoss1e16ii

Skye demişken, bölümün en önemli anlarından ikisi, Skye’ın SHIELD rozeti alarak resmi olarak SHIELD’a katılması ve Ward’un Skye için sahte Clairvoyant’ı vurmasıydı, değinmeden geçmeyelim. Ayrıca Skye sahte Clairvoyant’ımızdan bahsederken bir Marvel Evreni bağlantımız var – Kanada’nın H Departmanı. Bu bölüm çizgi roman referansları açısından oldukça zengin bir bölümdü, bir başkası da SHIELD merkezlerinden Triskelion’dı. Diğerlerine de yeri geldikçe değineceğim. 

Deathlok’a da bir parantez açmak lazım. Deathlok’un görünüşü internette okuduğum yorumlarda pek beğenilmemiş fakat bu bölümde Skye’ın gece-görüş benzeri ışığı altında çizgi romanlardaki Deathlok’a oldukça benzediği vurgulanmış. Benim şahsi fikrim Deathlok’un diziye çok yakıştığı yönünde, nasıl görünürse görünsün. Mike’ın karakter gelişiminden daha önce bahsetmiştim zaten. Bu bölüm de yine oğlunun adı geçince Blake’e ciddi bir hasar vermesi kendisinin hala oğlu için neler yapabileceğinin göstergesi. 

Blake’den de biraz bahsedecek olursak, daha önce F.Z.Z.T. bölümünde görmüştük kendisini, bir de Item 47 isimli kısa MCU filminde görülmüş ama bu filmi izlemediğimden pek yorum yapamıyorum. Rolü oynayan Titus Welliver’ı daha önce Lost başta olmak üzere bir çok dizide sağlam rollerde görmüştük, başarılı bir oyuncu bence. O yüzden John Garrett gibi Blake’i de önümüzdeki bölümlerde görmeyi isterim açıkçası, her ne kadar Deathlok kendisine ciddi bir hasar vermiş olsa da.

John Garrett da Agents of SHIELD’a sağlam katkısı olan karakterlerden, bundan daha önce bahsetmiştim. Bu bölümde de Garrett’ı daha çok gördüğüme sevindim. 

Garrett’ın junior ajanı Triplet’la Simmons arasındaki flört de yavaş yavaş ilerliyor gibi, Fitz bu durumdan çok memnun olmasa da. FiztSimmons demişken, Fitz’le Simmons’ın arasındaki telsiz konuşmasında da Hub’da bir şeyler olduğunu sezinliyoruz ama ne olduğunu henüz bilemediğimizden bu da soru işaretlerine ekleniyor. 

Bir başka ilginç Marvel bağlantısı da, düşük bir ihtimal olmasına karşın, Triplet’ın bahsettiği eski partneri Dan Monroe. Marvel evreninde Nomad adında, gerçek adı Jack Monroe olan bir karakter var ve bu karakter Captain America’yla da çalışmış biri, bunu da not etmiş olalım.

aoss1e16iii

Son olarak Sitwell’e de değinelim. Kendisinin bölümün başında “Lemurian Star” isimli bir gemiye gönderildiğini görüyoruz. İnternette okuduğum yorumlarda hikayenin buradan Captain America: The Winter Soldier filmine bağlandığını gördüm. Spoiler olmaması açısından gerisini söylemeyeyim, ama ilginç bir bilgi vereyim: Lemuria, Marvel Evreni’nde Atlantis gibi su altına batmış bir şehrin ismi, ve burada yaşayan, Atlantislilere benzeyen halka da Lemurian adı veriliyor. 

Captain America demişken, belki dikkatinizi çekmiştir, bölümün credits ve post credits kısmı (benim izlediğim versiyonda öyleydi en azından) çıkarılmıştı. Yine internetten öğrendiğim üzere bu sahnede de Captain America: The Winter Soldier filminden doğrudan alınmış bir sahne varmış, merak edenlere söylemiş olayım.

Bir sonraki incelemede görüşmek üzere. 

Agents of SHIELD incelemelerimizin yazarı Ekin Köker’i takip edin: twitter.com/Ekinkoker