Agents of SHIELD yazılarımıza üç bölümlük bir ara vermiştik, ve yedinci bölüm hakkında bir yazıyla, diziye geri dönüyoruz. Bu konuyla ilgili birkaç soruyu Tumblr üzerinden şans eseri gördüm, şunu tekrar hatırlatayım: Agents of SHIELD incelemesi / eleştirisi yapmıyorum, yalnızca çizgi romanlarla bağlantılı olan kurgu öğelerini tanıtmaya çalışıyorum.
Dolayısıyla, çizgi romanlara doğrudan önemli bir gönderme olmadığı sürece, bu yazıları görmeyi beklememeniz gerekiyor.*
Neden yazmadığımı da açıklayacak şekilde, sadece bir kereye mahsus, önceki bölümlerdeki olayları ve çizgi roman “göndermelerini” hatırlayacak olursak;
Dördüncü bölümde, gözü yerine takılan teknoloji harikası bir “mekanik göz” ile kontrol edilen ve görevler yaptırılan eski SHIELD ajanı Akela Amadour karakterini görmüştük. Bu karakter çizgi romanlarda bulunmuyor, ve kendisi bir “organizasyona” bağlı çalışsa, çizgi romanlarda SHIELD’a karşı çalışan onlarca organizasyon olsa da, bunların kim olduğu konusunda henüz bilgi sahibi değiliz.
Beşinci bölümde, Hong Kong sokaklarında sihirbazlık yapan ve ateşi kontrol etme gücü olan bir adamın Raina adlı bir kadın tarafından ikna edilip, ilk bölümde karşımıza çıkan Centipede projesi kapsamında bir “super villain”a dönüştürülme çabasını izlemiştik. Bu bölümde gaza gelip Scorch adını alan sihirbazımız, bu takma ismi Marvel’da birden fazla karakterle paylaşsa da, hiçbirisinin bölümle kayda değer bir bağı yok. Aynı şekilde, Raina ve kendisinin bölümün sonundaki gizemli bağlantıları konusunda da çok bir şey bilmiyoruz.
Altıncı bölümde, New York’taki Chitauri işgali sonrasında hatıra olarak sakladıkları bir miğferden uzaylı bir virüs kapan ve elektromanyetik “şoklar” ile ölen bir grup itfaiyeciyi izlemiştik. Bu bölüm, daha çok Fitz ve Simmons’un virüsü nötralize etme çabası üzerine kuruluydu, ve yine, çizgi romanlardan kayda değer bir gönderme içermiyordu.
Yedinci bölümde ise, bu durum değişiyor. Ward ve Fitz’in Gürcistan’da bir intihar görevine gönderilmeleri etrafında gelişen bölümde, operasyonun asıl sorumluluğunu üstlenen, ve bir kurtarma takımı olmadığı için Coulson’la ciddi anlamda ters düşen ajanın adı, Victoria Hand.
Victoria Hand, özellikle son yıllarda, Marvel çizgi romanlarında önemli bir rol oynayan, kayda değer bir karakter. Kariyerine önemsiz bir SHIELD ajanı olarak başlayan Hand, Secret Invasion hikayesi sonrasında Norman Osborn’un bir kahraman olması ve ABD güvenliğinin yeni sorumlusu ilan edilmesiyle, Osborn’un sağ kolu olarak önem kazanmış, Dark Reign olarak adlandırılan dönem içinde Osborn’un baş danışmanı, asistanı ve Marvel evreninin nefret edilen karakterlerinden biri olarak karşımıza çıkmıştı.
Osborn’un Siege hikayesiyle yenilmesinin ardından onun görevini devralan Captain America, şaşırtıcı bir kararla Victoria Hand’i cezalandırmamış, onun her şeye rağmen dünyanın iyiliği için savaştığını söyleyerek, New Avengers takımında, Osborn’un yanında üstlendiğine benzer bir görev vermişti.
Sitemizde incelemelerini de bulabileceğiniz Osborn’un dönüşü ve “intikam” çabası sırasında, bir “ikili ajan” olarak Osborn için çalıştığı ortaya çıkan Hand, bir süre için Spider-Man gibi karakterlerin kendisi hakkındaki şüphelerini haklı çıkarsa da, ilerleyen süreçte bir “üçlü ajan” olduğu görülmüş, ve kendisinin sonuç olarak Avengers’a bağlı olduğu açıklanmıştı.
En son olarak New Avengers’ın bir önceki serisinin final hikayesinde gözüken Victoria Hand, bu hikaye esnasında öldürülmüştü. Her ne kadar “iyilerin” tarafında geçmiş olsa da, ilginç, esrarengiz ve asıl niyetini bir türlü anlayamadığınız bir karakter olarak karşımıza çıkan Victoria Hand’in, yine benzer bir şekilde Agents of SHIELD’da da kullanılması, karakterin henüz son sözünü söylemediği ve önümüzdeki bölümlerde yeniden gözükeceği konusunda bir ipucu olabilir.
Bu bölümde gözüken Agent Sitwell karakterinin, daha önce hem Marvel çizgi romanlarında, hem de çok ufak bir şekilde olsa da, Marvel filmlerinde gözüktüğünü, ve onun da iki dünya arasında bir bağlantı olarak görülebileceğini de küçük bir not olarak ekleyeyim.
* Marvel ve DC’nin yapacağı her diziyi, laf ola olsa bile, muhtemelen izleyeceğim – fakat diziler gerçekten benim ilgi alanıma pek girmiyor, sadece vakit öldürmek için izliyorum. Dolayısıyla, bu yazıları yazmaktan pek keyif almıyorum ve sizlerden yardım alamazsam muhtemelen bırakacağım.
Bölümlerin çizgi romana nasıl bağlandığını yazmak problem değil, fakat genel olarak bir konu açıklaması, yorumu, incelemesi olmadan muhtemelen çok havada kalacaktır. Daha kapsamlı bir duyuruyu ilerleyen günlerde Facebook’tan yapacağım, fakat dizinin yayınlandığı haftalarda, 400 – 500 kelimelik bir dizi incelemesi / dizi eleştirisi ile AltEvren’e katkıda bulunmak isteyenler varsa, “[email protected]” adresinden bana ulaşırsanız çok sevinirim.